"Hiçbir zaman Allahü teâlâdan gâfil olma"
06/04/2019 Cumartesi Köşe yazarı V.T
"Az veya çok, Allahü teâlânın sana verdiğine, senin
hakkındaki taksimine râzı ol!"
Muhammed Bercî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. 1170
(m. 1756)’da Cezayir’de Berç köyünde doğdu. 1233 (m. 1818)’de orada vefât etti.
Kavât-ül-mürîd manzûmesinden bazı bölümler:
Talebeyi maksûduna kavuşturan yolu kesen şeylerin en kötüsü
şunlardır: Amellerini muteber görmesi, uzun emel sahibi olması, kendini
evliyâdan ve Resûlullaha (sallallahü aleyhi ve selem) vâris olan âlimlerden
görmesi, rüyâda hâsıl olan hâllerde kanâat etmesi, insanların kendisine iltifât
etmesini istemesi. Ey yavrum! Gaflet ve aldanma içerisinde olanlardan sakın!
Edebe sarıl. Tasavvuf yolunda bulunanların dikkat etmesi lâzım gelen edebler
dörttür. Berâberindekilere insafla, adâletle muâmele etmek. Nefse hiç fırsat
vermemek. Büyüklere hürmet etmek. Küçüklere şefkat göstermek.
Yine tasavvuf yoluna mensup olan kimseye şunlar da
lâzımdır: Zâlimden sakınmak, ondan uzak durmak, ilmi ile amel edeni kendisine
tercih etmek. Muhtaçlara yardım etmek. Vaktini Allahü teâlâyı anmadan
geçirmemek.
Ey yavrum! Dâima Allahü teâlânın seni gördüğünü unutma.
Dünyâda garip olduğunu, vefât ettiğin zaman yere düşüp kalacağını, mezarda
yapayalnız olacağını, orada hesaba çekileceğini unutma.
Ey yavrum! Şu beş temel hususu yerine getir: 1- Açıkta ve
gizlide takvâ sahibi ol, yani haramlardan kaç.
2- Sözünde işinde ve davranışlarında asla tâviz vermeden
Resûl-i ekremin (sallallahü aleyhi ve selem) sünnet-i seniyyesine uy.
3- İster sana sırt çevirsinler, ister sana teveccüh etsinler
mahlûktan bir şey bekleme. Çünkü hakîki yardımcı Allahü teâlâdır.
4- Az veya çok, Allahü teâlânın sana verdiğine, senin
hakkındaki taksimine râzı ol.
5- Gizlide ve açıkta, hiçbir zaman Allahü teâlâdan gâfil
olma.
Bu mübarek zat, vefatına yakın şöyle dua etti:
"Yâ Rabbî! Hayatta olduğumuz müddetçe sana duâ
etmekten, sana yalvarmaktan, yüz suyu dökmekten el çekemeyiz. Ne zaman ki
ömrümüz tamam olur ölürüz. O zaman da bizi, cemâl-i ilâhîni görmekten mahrûm
eyleme! İlâhî! Senin aşkının ateşi ile yanmış kalpler hürmetine, muhabbet
şerbetinden içerek, müşâhede-i cemâlin nûru ile aydınlanan kalpler hürmetine,
geceleri gaflet uykusunda olmayıp, seher vaktinde zikreden iştiyâklı kalpler
hürmetine, bu dalâlet vadisinde, âhir zaman fitnesinden koru! Cehâlet
zulmetinden, nefsin ve şeytanın saptırmasından bizi muhafaza eyle! Âmin..."