“Feth-i Mübîn”in yıl dönümü...
06/06/2022 Pazartesi Köşe yazarı R.A
İstanbul’un fethi
hâdisesi, sadece Türkler ve Müslümânlar nezdinde değil, bütün insanlık
nazarında, cihân târihi bakımından da çok önemlidir.
Peygamber Efendimizin, “Kostantîniyye
elbette fetholunacaktır. Onu fetheden kumandân ne güzel kumandân ve onu
fetheden ordu ne güzel ordudur” hadîs-i şerîfinden dolayı İstanbul,
Müslümânlar tarafından defâlarca kuşatılmıştır. Ama muhkem kalelerle korunan
şehrin fethi, ancak yedinci Osmanlı pâdişâhı Fâtih Sultân Mehmed’e ve onun
şânlı ordusuna nasîb olmuştur.
İstanbul’un fethi söz
konusu olunca, Fâtih Sultân Mehmed’in yanında, hemen, büyük sahâbî
Hâlid bin Zeyd Ebû Eyyûb el-Ensârî (radıyallahü anh), büyük
velî Hâce Ubeydullah-ı Ahrâr (kuddise sirruh) ve büyük âlim
Akşemseddîn hazretleri de otomatikman hâtıra gelmektedirler.
İstanbul'un
fethi, 6 Nisan-29 Mayıs 1453 tarihleri arasında 53 gün süren
muhâsaradan sonra gerçekleşmiştir. Binâenaleyh bu sene, “Orta Çağ”ın
kapanışı, “Yeni Çağ”ın açılışına başlangıç kabul edilen ve dünyâ
târihinde çok önemli bir hâdise olan “İstanbul’un Fethi”nin 569.
sene-i devriyesini idrâk etmiş olduk...
İstanbul’un fethi,
dünyâ târihinin en önemli dönüm noktalarından biri, Türk târihinin de en
müstesnâ olayı sayılarak ona “Feth-i Mübîn” denilmiştir.
Dünyânın en büyük
kilisesi (Sainte-Sophie) ve bütün Avrupa’nın ayakta kalan en eski yapısı olan
Ayasofya câmiye çevrildi. Fâtih bu ma’bedin kıyâmete kadar “Câmi” kalmasını
yazılı olarak vasiyet ve vakfeyledi.
Şerefli atalarımız,
kısa zamanda beylik, hânlık [hâkânlık], devlet ve cihân imparatorluğu
meydâna getirmişler, hattâ dünyanın en büyük imparatorluklarından birini
kurmuşlar, ayrıca bütün Müslümânların başı hâline gelmişler, yanî hilâfet
merkezi olmuşlardır. 624 sene üç kıtada at koşturmuşlar, İslâm
bayrağını dalgalandırmışlar, asırlarca dünyâya nizâmı onlar vermişlerdir.
II. Murâd Hân’ın oğlu,
II. Bâyezid Hân’ın da babası ve Osmanlı padişahlarının yedincisi olan Fâtih
Sultân Mehmed Hân, 1431'de Edirne'de doğup bu ayın başında [3 Mayıs
1481’de] Gebze’de vefât etmiştir. Fâtih’in naaşının İstanbul’a
getirilmesi 22 Mayıs’ta, İstanbul’u fethi ise 29 Mayıs’ta
olmuştur. Bu bakımdan mayıs ayına, “Fetih ve Fâtih Ayı” dense
lâyıktır.
Târih kitaplarında da
belirtildiği gibi, Fâtih Sultan Mehmed Hân otağını, Topkapı-Maltepe’de
kurmuştur. Harpte, Topkapı-Edirnekapı arasındaki merkez cephesini bizzât
kendisi idare etmiştir.
Donanmayı,
Beşiktaş’tan Haliç’e indiren teknik zekâ, Fâtih’e mahsûstur. Haliç’te,
Kasımpaşa’dan başlayarak boş fıçılar üzerinde kalaslar bağlatıp,
Kasımpaşa-Ayvansaray arasında 5,5 m eninde köprü teşkil ettirmesi, onun
askerî ve teknik zekâsının mahsûlüdür.
Ulubatlı Hasan’ın burçlara bayrak dikmesi ile coşan askerler, delik deşik olan sûrlardan içeri girmişlerdir. 300.000 asker ve 20 parça donanmadan müteşekkil ordunun, yeri-göğü inleten tekbîr ve tehlîl sesleri arasında, öğleden sonra da Fâtih Sultân Mehmed Hân, Topkapı’dan şehre girmiştir.