Bir anda yetmiş yerde!..
06/09/2019 Cuma Köşe yazarı A.U
Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerini, bir ramazan gününde “yetmiş kişi”
iftâra çağırdılar.
Büyük velî, her birine;
“İnşallah gelirim” buyurdu.
Ve hepsinin dâvetine gitti.
Kalplerini hoş etti.
Ertesi gün oldu.
O yetmiş kişinin her biri;
"Hocamız dün iftârı bizim evde yaptı" diyorlardı.
Nitekim bunlardan ikisi karşılaştı o gün.
Biri çok sevinçliydi...
Öbür kimseye;
“Biliyor musun, Geylânî hazretleri, dün iftarda bize teşrîf etti” dedi.
Ve sevincini bildirdi.
Öbürü çok şaşırdı;
Ve ona dedi ki:
“Nasıl olur, dün bizdeydi.”
“Hayır, bizdeydi.”
İkisi de şaşkındı.
Hayret içindeydiler.
Bu işe akıl erdiremediler.
En nihâyet, büyük Velînin hizmetçisine gittiler.
Ve sordular ki:
“Hocamız dün iftârı nerede yaptı?”
Hizmetçi dedi ki:
“Burada yaptı.”
“Bir yere gitmedi mi?”
“Hayır, burada birlikte iftar ettik.”
Böylece mesele anlaşıldı...
● ● ●
Bu büyük Velî’ye bazı gençler;
“Efendim, Ehl-i sünnet olan bir mümin, cehenneme girer mi?” diye
sordular.
Cevâbında;
“Eğer günahları çok ve bunlar tövbe ve istiğfâr ile veyâ şefâat ile
affolunmadı ise, bu günahları kadar cehennemde yanması câizdir” buyurdu.