"İşkence yapanın evlenmesi harâmdır"
06/10/2022 Perşembe Köşe yazarı V.T
"Müslümânların en iyisi, en faydalısı, zevcesine karşı iyi
ve faydalı olandır."
Şihâbüddîn Aysâvî hazretleri evliyânın büyüklerinden ve Şâfiî
mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 1534 (H.941) de Şam'da doğdu. Fıkıh ve nahiv
ilimlerini Şeyh Tâcüddîn'den öğrendi. Tasavvuf yolunda, Şihâbüddîn Ahmed bin
Bedrüddîn el-Gazzî'den feyiz ve icâzet aldı. Şam'daki Emeviyye Câmii'nde
imâmlık yaptı, çeşitli medreselerde ders okuttu. 1617 (H.1026) senesinde Şam'da
vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Erkeğin zevcesine şu şekilde muamele etmesi lâzımdır: Ona karşı
her zamân, güzel huylu olmalıdır. Allahü teâlâ iyi huylu olanları sever.
Huysuzları sevmez. Bir insanı incitmek harâmdır. İşkence yapanın evlenmesi
harâmdır. Ona karşı her zamân, yumuşak davranmalıdır. Peygamberimiz “sallallahü
aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Müslümânların
en iyisi, en faydalısı, zevcesine karşı iyi ve faydalı olandır.)
Eve gelince zevceye selâm vermeli, yani selâmün aleyküm demeli
ve nasılsın? diye hâtırını sormalıdır. Onu tenhâda neşeli görünce saçlarını
tutup, okşamalı, gülerek, bûs etmeli ve sarılmalıdır... Tenhâda üzüntülü
görünce, onu çok sevdiğini, acıdığını söyleyip hâlini sormalı, tatlı şeyler
söylemelidir. Yapamayacağı şeyleri bile söz vererek gönlünü almalıdır. Çünkü o,
evinde kapalı, başkalarından ümitsiz ve yalnız kendisine alışmış olan dostu,
dert ortağı, ekmek vericisi, kendini neşelendiricisi, çocuklarını yetiştiricisi
ve ihtiyaçlarını gidericisidir...
Çocukları terbiyede, ona yardım etmelidir. Çünkü bebek, anasına,
gece gündüz ağlayıp, hiç râhat vermez. Onu insâfsızca üzen bir alacaklıdır. O
hâlde, ona imdat edene, Allahü teâlâ yardım eder. Zevcesine, memlekette
âdet olan elbisenin, çamaşırın en kıymetlisini giydirmelidir. Ev içinde, her
istediği, güzel şeyleri giydirmelidir. Sokağa çıkarken, bunları da örtmeli,
yabancıya göstermemelidir. İyi şeyler yedirmelidir. Zengin ise, helâl olan her
şeyi almalıdır. Ona geniş, kullanışlı, sıhhî elbise ve nefîs taam temîn etmeyi,
kendine borç bilmelidir.
Zevcenin nafakasını sıkmamalı, isrâf da etmemelidir. Âilenin nafakasına verilen paranın sevâbı, sadaka sevâbından dahâ çoktur. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Gazâ için sarf edilen, köle âzâd etmek için, fakîre sadaka vermek için ve evindekilerin nafakası için sarf edilen altınların en üstünü ve sevâbı çok olanı, evin nafakasına verilen altının sevâbıdır.)