Haram yemek insanın kalbini karartır!..
06/11/2024 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
“Beliniz bükülünceye kadar namaz kılsanız ve kıl gibi oluncaya kadar oruç
tutsanız, haramlardan kaçınmadıkça kabul edilmez, faydası olmaz.”
İslamiyet ve çalışma hayatı -7-
Bu dünya, âhiret yolcularının bir konak yerdir. İnsana
burada yiyecek ve giyecek lazımdır. Bunlar ise çalışmadan ele geçmez. Hem
âhiret için hazırlanmalı, hem de dünya ihtiyaçlarını kazanmalıdır. Fakat
bunları da âhiret yolculuğunda lazım olduğunu düşünerek kazanmalıdır. Kendinin
ve çoluk çocuğunun ihtiyaçlarını helalden kazanmak, birçok ibadetlerden daha
sevaptır...
Resûlullah Efendimiz bir sabah, Eshâbı ile konuşurken,
güçlü kuvvetli bir genç, erkenden dükkânına doğru gitti. Bazıları “Böyle
erkenden dünyalık kazanmaya gideceğine, buraya gelip birkaç şey öğrenseydi iyi
olurdu” deyince, Resûlullah Efendimiz (Öyle söylemeyiniz! Eğer kimseye
muhtaç olmamak ve ana-baba, çoluk çocuğunu da muhtaç etmemek için gidiyorsa,
her adımı ibadettir. Eğer herkese övünmek, keyif sürmek niyetinde ise, şeytanla
beraberdir) buyurdu.
Ebû Süleyman-ı Daranî hazretleri,
“Helalden bir lokma az yemeyi, akşamdan sabaha kadar namaz kılmaktan daha çok
severim. Çünkü mide dolu olunca kalbe gaflet basar. İnsan Rabbini unutur”
buyurdu. Helalin fazlası böyle yaparsa, mideyi haram ile dolduranların hâli
acaba nasıl olur?
Hazret-i Ebû Bekr “radıyallahü
anh”, hizmetçisinin getirdiği sütü içti. Sonra helalden olmadığını anlayınca,
parmağını boğazına sokarak kay etti (kustu). O kadar zahmetle çıkardı ki;
ölüyor sandılar. Sonra “Ya Rabbi! Elimden geleni yaptım. Midemde ve
damarlarımda kalan zerrelerden sana sığınırım” diye yalvardı.
Hazret-i Ömer “radıyallahü anh”
da, Beytül-mala, yani devlet hazinesine ait zekât develerinin sütünden,
kendisine yanlışlıkla verilip içtiği zaman da böyle yapmıştı.
Abdullah bin Ömer “radıyallahü
anhüma” buyuruyor ki: “Beliniz bükülünceye kadar namaz kılsanız ve kıl gibi
oluncaya kadar oruç tutsanız, haramlardan kaçınmadıkça kabul edilmez, faydası
olmaz.”
Yahya bin Muaz “rahmetullahi aleyh”, “Allahü
tealaya itaat etmek, bir hazineye benzer. Bu hazinenin anahtarı dua, anahtarın
dişleri de helal lokmadır.”
Binada temel ne ise, dinde de lokma odur. Temel sağlam
olunca üzerindeki binalar da sağlam olur. Dini ayakta tutan da helal lokmadır.
Temel çürük olunca bina çöktüğü gibi, lokma haramdan olduğu zaman din de çöker.
İbrahim bin Edhem hazretleri
buyurdu ki: “Yüksek derecelere kavuşanlar, ancak midelerine girenleri kontrol
etmekle kemâle ermişlerdir.”
Sehl bin Abdullah
Tüsterî hazretleri buyurdu ki: “Hakiki
imana kavuşmak için dört şey lazımdır: Bütün farzları edeple yapmak, helal
yemek, görünen ve görünmeyen bütün haramlardan sakınmak ve bu üçüne ölünceye
kadar devam etmeye sabretmek.”