Dört mezhep imâmları mutlak müctehiddirler
07/01/2024 Pazar Köşe yazarı V.T
Fakihlerin en yüksek derecesi, ahkâm-ı islâmiyyede müctehid
olanlardır.
Ahmed Zühdü Paşa Osmanlı âlim ve devlet adamlarındandır. 3 Şubat 1834’te
İstanbul’da doğdu. Tahsilini Maârif-i Adliyye Mektebi’nde yaptı. Hoca Mehmed
Efendi ile Mustafa Tevfik Efendi’den şerh-i akaid okuyarak icâzet aldı.
Devlet hizmetinde çeşitli makamlarda bulundu. Bursa valiliğine tayin
edildi. 1891’de Maârif Nâzırlığına (Millî Eğitim Bakanlığı)
getirildi. Sultan Abdülhamid'in talimatıyla, Avrupa
standardlarında Üniversite (Dârülfünunun) kurulması hazırlıklarını
yaptı. Burada ders vermesi için Avrupa'dan birçok profesör getirtti. 19
Ağustos 1900’de Dârülfünunu öğretime açtı. 12 Nisan 1902’de vefat eden Ahmed
Zühdü Paşa Kadıköy Kızıltoprak’ta inşa ettirdiği Zühdü Paşa Camii hazîresindeki
kabristana defnedildi.
Çeşitli eserler yazdı. Bunlardan Mecmû’a-i Zühdiyye’nin önsözünde diyor
ki: (Fıkıh âlimleri yedi tabaka, yedi derecedir. En yüksek derecesi,
ahkâm-ı islâmiyyede müctehid olanlardır. Bunlara mutlak müctehid denir. Dört
mezheb imâmları böyledir. İkinci tabaka, mezhebde müctehid denilen büyük
âlimlerdir. Ebû Yûsüf ve İmâm-ı Muhammed Şeybânî ve İmâm-ı Azam’ın diğer
talebeleri böyledir. Bunlar, imâm-ı a’zam Ebû Hanîfe’nin koymuş olduğu usûl ve
kâidelere uyarak, delîllerden ahkâm çıkarırlar. Çıkardıkları hükümlerden
bazıları, İmâm-ı Azam’ın çıkarmış olduğu hükümlere uymayabilir. Üçüncü tabaka,
mes’elelerde müctehid olan âlimlerdir. Bunlar, ortaya yeni çıkan mes’elelerin
hükümlerini bulurlar. Bunların bulduğu hükümlerin ilk iki tabakanın hükümlerine
uygun olmaları lâzımdır. Serahsî, Pezdevî, Kâdîhân ve benzerleri olan derin
âlimler, üçüncü tabakadan müctehidlerdir. Bunlardan sonra olan tabakalardaki
âlimler müctehid değildir. Mukalliddirler. Meselâ, dördüncü tabakadaki,
(Eshâb-ı tahrîc) denilen âlimler, ictihâd yapamazlar. Mücmel, kısa bildirilmiş
olup, iki türlü anlaşılabilen hükümleri açıklayarak, bir manâsını seçen Ebû
Bekr Ahmed Râzî bunlardandır. Fıkıh âlimlerinin beşinci tabakası, (Eshâb-ı
tercîh)dir. Kendilerine gelmiş olan, çeşitli haberler arasından sahîh, evlâ
olanları seçerler. (Kudûrî) ve (Hidâye) sâhibi Burhâneddîn Mergınânî
bunlardandır. Altıncı tabaka, (Eshâb-ı temyîz) olup, kavî hükümleri zayıf
olanlardan, zâhir haberleri, nâdir haberlerden ayıran mukallid âlimlerdir.
(Kenz), (Muhtâr) ve (İhtiyâr), (Vikâye) ve (Mecma’ul-bahreyn) kitaplarının
sâhipleri bunlardandır. Bunların kitâblarında merdûd ve zayıf rivâyetler
yoktur.
Yedinci tabaka, yukarıda bildirilen hizmetleri yapamayan, ancak önceki
tabakaların kitâblarından doğru olarak nakil yapabilen, onları bildiren
mukallidlerdir. Tahtâvî, İbni Âbidîn ve
Dürr-ül-muhtâr'ın sâhibi bunlardandır.