Oruçlu, günahtan da sakınmalıdır
07/03/2025 Cuma Köşe yazarı O.Ü
Sual: Oruç tutan bir kimse, sadece yeme, içmeyi mi yoksa günahları da mı terk etmesi gerekir?
Cevap: Oruç tutmak, sadece
yeme ve içmeyi terk etmek değildir. Eli, dili, gözü, kulağı ve bütün uzuvları
da, günah işlemekten uzak tutmalıdır. Çünkü Peygamber efendimiz (sallallahü
alayhi ve sellem) (Oruç tutan kimse, yalan sözü terk etmezse, o
kimsenin yiyip içmeyi terk etmesine Allahü teâlânın ihtiyâcı yoktur) buyurmuştur.
Faydasız
şeyler konuşmak, yalan söylemek, gıybet etmek, tutulan orucun sevabını giderir.
Zahmet çekerek, sıkıntılara katlanarak ibadet yapıp da, bunun sevabını yok
etmek, akıllı kimsenin yapacağı iş değildir.
Ancak
oruç tutarken günah işleyenler, benim orucumun kıymeti yok diyerek orucu terk
etmemeli, oruca devam etmeli, Allahü teâlâya yalvararak af dilemeli ve
işledikleri günahlardan yüz çevirmelidirler. İmâm-ı Rabbânî hazretleri
buyuruyor ki:
“Allahü
teâlâ, lutfederek, ihsân ederek, nefis iman edip İslamiyete uymakla
şereflenince, İslâm-ı hakîkîye kavuşulur ve imanın hakikati hasıl olur. Bundan
sonra yapılacak her iş, İslamiyetin hakikati olur. Namaz kılınca, namazın
hakikati kılınmış olur. Oruç tutunca, orucun hakikati tutulmuş olur.
İslamiyetin bütün hükümlerine uymak da, hep böyledir.”
Seyyid
Burhâneddîn Tirmizî hazretleri, talebelerine hitaben buyurur ki:
“Oruç,
hikmet hazinelerinin anahtarıdır. Oruç tutmak, kalbin rikkate gelmesine sebeb
olur ve oruçlunun duası, Allahü teâlâ indinde makbuldür. Allahü teâlâya
ulaştıracak, oruçtan daha iyi bir binek yoktur. Orucun Allahü teâlâ katında
büyük değeri vardır. Bir kimse, bütün kulluk vazifelerini yerine getirse, fakat
midesini doldursa hiçbir yere ulaşamaz. Orucu gereğince tutsa, başka kulluk
vazifelerinde kusur olsa bile, yine bir yere erişir.”
Şâh
Veliyyullah-ı Dehlevî hazretleri de buyuruyor ki:
“İnsanın nefsi taşkınlık yapınca, bazı çarelere başvurması
gerekir. Oruç, bu hususta en güzel çaredir. İnsan, şehvetini oruç tutmak
suretiyle kırar. Oruç, insanın kötü isteklerini zayıflatır. Ruhun parlaması,
şehvetin ve kötü arzuların kırılmasında, oruçtan daha tesirli bir çare yoktur.
Kişi oruç tutmak suretiyle şehvet ve kötü arzularından ne kadar
sıyrılabilmişse, oruç o derece günahlarına keffaret olur.”
