"Eşkıyâ tehlikesi geçene kadar yola çıkmıyoruz!"
07/04/2022 Perşembe Köşe yazarı V.T
Mevlana Abdüllatîf
Câmî hazretleri bir hac dönüşünde, yolda düşman ve eşkıyâ tehlikesi olduğunu
haber aldı!..
Mevlana Abdüllatîf
Câmî hazretleri İslâm âlimlerinden ve evliyânın büyüklerindendir. Şeyhülislâm
Ahmed-i Nâmıkî Câmî'nin soyundandır. 1555 (H.963) senesinde Hârezm'de vefât
etti. İlk tahsilini babasından aldı. Daha sonra devrin büyük âlimlerinden
Muhammed bin Sıddîk Hubûşânî'nin talebeleri arasına katıldı. Zamânında bulunan
âlim ve evliyânın önde gelenlerinden oldu. Hocasından aldığı icâzetle talebe
yetiştirdi. İstanbul’a giderek Kânûnî Sultan Süleymân Han ile görüşüp sohbet
etti.
Mevlana Abdüllatîf
Câmî hazretleri 1551 senesinde Edirne'den Semerkand'a gitmek üzere iki yüz
dervişten fazla bir toplulukla Dobruca'ya doğru yola çıktı. Kendisini uğurlamak
üzere Kazasker Abdurrahmân Efendi, Câfer Efendi, bâzı vezirlerle emirler hazır
idiler. Ancak dervişler pek yoksul olup yanlarında kendilerine yol azığı
yapabilecek hiçbir şeyleri yoktu. Atı olanlar atlarına verecek arpadan
mahrumdular. Şeyh hazretleri de atını dervişlerden birine verdiği için yaya
kalmıştı. Bu hâl onları yolcu edenlerin üzülmelerine yol açtı. Onların bu
üzüntülü hâlleri Şeyh'in gözünden kaçmadı. Muhabbet nazarı ile Edirne tarafına
baktı. Kısa bir müddet sonra Sultanın Hazinedarbaşı gelerek herkesin
hayret dolu bakışları arasında, yüz bin akçeden fazla bir parayı Şeyh hazretlerine
teslim etti. Hazret-i Şeyh bu parayı yanında bulunan yardımcısı Mevlânâ
Şihâbüddîn'e vererek dervişlerin ihtiyâçlarını karşılattı. Herkes ziyâdesiyle
memnun olup Sultan'a hayır duâlar etti. Bunun gibi nice kerâmetleri
görülmüştür...
Mevlana Abdüllatîf Câmî hazretleri birkaç defâ hacca gitti. Bir sene hac
dönüşünde, yolda düşman ve eşkıyâ tehlikesi olduğunu haber aldılar.
Memleketlerine başka bir yoldan geldiler. Yolda gelirken, bir yerde mola verip;
"Burada birkaç gün istirahat etmemiz îcâb ediyor" dedi. Yol
arkadaşları kabûl edip, orada konakladılar. Fakat Hâce Selâhaddîn isminde bir
vezîr ve yanındaki birkaç kişi, yola çıkmakta acele ettiler. Onlar yola
çıkınca, geride kalanlardan birkaçı biz de çıkalım diye Abdüllatîf Câmî
hazretlerine arz ettiklerinde, müsaade etmedi ve gitmekte yine acele
etmedi. Fakat acele ile yola çıkanlar, eşkıyâ eline düşüp şehîd edildiler. O
büyük zâtı dinlememeleri sebebiyle, başlarına bu hâdise
geldi... Abdüllatîf Câmî ise birkaç gün sonra yola çıktı. Tehlike de
geçmiş idi. Sâlimen memleketlerine döndüler.