“Ey kabir! Onu tahkîr eyleme!"

07/05/2020 Perşembe Köşe yazarı A.U

Ebû Alî Cürcânî hazretleri, bir gün şunu anlattı cemaate:

Sâlih bir Müslüman öldüğünde, namazı kılınıp kabre konur.

Gâipten bir “ses” duyar.

Bu müminin kabrine;

“Ey kabir! Bu, sâlih bir Müslümandır. Onu sakın tahkîr eyleme! O, Rabbine inanıp ibâdetlerini yaptı. Hep İslâm’a uygun yaşadı. Emr-i mâruf yaparak dînine hizmet etti. Onun için bu mümine en ufak bir sıkıntı gösterme” der.

Sonra kabri genişler.

Cennet yaygıları serilir.

Sonra yanına biri gelir.

Çok nurlu ve güzeldir.

Onu görünce;

“Ey nurlu kişi, sen kimsin ki, bu tenhâ yerde gelip beni sevindirirsin?” diye sorar.

O sevimli kişi;

“Ben; senin, dünyâda yaptığın iyi amellerinim. Hak teâlâ beni, o amellerden halk etti. Seni burada garip ve yalnız bırakmamak için vazîfeli geldim” der.

Onu dört yandan kuşatır.

Ve gelecek zararlardan muhâfaza eder...

● ● ●

Bir gün bu zâta;

"Efendim, zikir meclisi nedir?" diye sordular.

Cevâbında;

"Namaz nasıl kılınır, oruç nasıl tutulur, nikâh nasıl yapılır, alışveriş nasıl olur, sonra abdest ve gusül, helâl ve haram gibi meselelerin konuşulduğu meclistir" buyurdu.