“Ne olur, kusurumu affet!”

07/05/2024 Salı Köşe yazarı A.U

Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretleri, evliyânın büyüklerindendir.

 

Bir gün talebeyle sohbet ediyordu ki, bir “ihtiyar” geldi huzûruna.

 

Ancak bozuk birisiydi.

 

İnanmıyordu bu zâta.

 

Talebe arasına geldi.

 

Bu velîyi kastederek;

 

“Bu hocanın hâlleri rahmânî mi, yoksa şeytânî midir?” deyiverdi.

 

Gençler bunu duydular.

 

Müteessir oldular.

 

Büyük velî de üzülmüştü!

 

Hiddetle ona döndü.

 

Ve sert bir “nazar” etti!

 

O anda yere yıkıldı adam!

 

Ve çırpınmaya başladı!

 

Anlamıştı sert kayaya çarptığını.

 

Yerde çırpınırken;

 

“Ne olur, Allah için kusûrumu affedin” diyordu.

 

Mübârek, merhamet etti yine.

 

Elini uzatıp kaldırdı onu yerden.

 

Hiçbir şey olmamıştı sanki...

 

Adam, ellerine kapanıp “talebesi” olmakla şereflendi...

 

● ● ●

 

Bu zât bir gün sohbetinde;

 

“Ehl-i sünnet âlimlerini ve evliyâları seven ve İslâm’a hizmet eden bir mümin, çok şanslıdır. Çünkü bir hadîs-i şerîfte; ‘Unutulmuş bir sünnetimi meydana çıkarana yüz şehit sevâbı vardır’ buyuruldu” diye nakletti.

 

Dinleyenler;

 

“Bu müjdeye nasıl kavuşulur efendim?” diye sordular.

 

Büyük velî cevâben;

 

“Bunun için Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını dağıtarak, hediye ederek veyâ satarak İslâmiyeti yaymaya çalışmak lâzımdır” buyurdu.