Talebeliğe kabul edilmeyen kadı!
07/07/2024 Pazar Köşe yazarı A.U
Türkistân’ın en büyük velîlerinden Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerinin
huzûruna bir gün bir kadı, yâni hâkim gelip;
“Efendim, beni de talebeliğe kabul edin” diye
ricâ etti.
Ne hikmettir, bilinmez.
Kabul etmedi mübârek.
Tekrar tekrar arz etti.
Hattâ çok yalvardı.
O yine iltifat etmedi.
Cevap da vermedi.
Bir talebesi;
“Efendim, falan kadı, talebeliğe kabul edilmiyorum
diye pek çok üzülüyor” diye arz etti.
Büyük velî;
“Evlâdım! O kadı’nın gönlünde dünyâlık var. On sene
sonra kavuşacağı mevkîye hırslı olan bir kimseyi talebeliğe kabul etmek uygun
olmaz. Böyle birine büyüklerin yolu anlatılmaz. Siz onu düşünmeyin” buyurdu.
Talebe;
“Peki efendim” dedi.
Aradan on sene geçti...
Ubeydullah-ı Ahrâr hazretleri de göçtü bu dünyâdan.
O kadı mı?
Başkadı olmuş, murâdına erdiği için de pek
sevinçliydi...
Ve artık bu yola girmek gibi bir arzu kalmamıştı
kalbinde.
Murâdına kavuşmuştu.
Memnundu hayâtından.
Talebeler bu hâli görüp;
“Hocamızın kerâmeti
çıktı. Onu talebeliğe kabul etmemekte ne kadar haklıymış. Meğer adamın kalbinde
mevkî makam düşüncesi varmış” dediler.