"Bu medeniyetten ders çıkarmalıyız"
07/07/2024 Pazar Köşe yazarı S.K
"Bilgisayarın temel algoritması olan algebrayı (cebiri) ve kodlamayı
Müslüman matematik âlimleri bulmuşlardır."
Müslüman olmadıkları hâlde, davet edildikleri toplantıda İslama ve
Müslümanların ilim ve fen sahasındaki çalışmalarına hayranlıklarını
ifade eden iki konuşmacının beyanları şöyledir:
Dünyanın en büyük teknoloji
şirketlerinden birinin yönetim kurulu başkanı Bayan Carly Fiorina, ana
konuşmacı olarak davet edildiği, "Teknoloji, piyasalar ve hayat
tarzımız: Geleceğe dair tahminlerimiz" konulu konferansta yaptığı
konuşmasının sonunda özetle şöyle dedi:
"Bir zamanlar tarihte öyle bir medeniyet
vardı ki, o dönemin en büyük medeniyetiydi. Bu medeniyet birçok kıtalara
yayılmış, sınırları okyanustan okyanusa, kuzey iklimlerinden tropik iklimlere
ve çöllere kadar uzanmıştı. O medeniyetin tebaası olarak, farklı ırklardan,
farklı dillerden, farklı kültürlerden yüz milyonlarca insan yaşamıştı. Bu
medeniyette konuşulan dillerden bir dil, dünyada çok konuşulan bir dil hâline
gelmiş ve farklı kıtalardan insanlar arasında köprü olmuştu. Bu medeniyetin
ordusundaki farklı milletlerden olan askerler, tebaasına ve dünyaya, dünyanın
belki de hiçbir zaman görmediği bir barış sundu. Bu medeniyetin mensupları,
Latin Amerika'dan Çin’e ve arada kalan bütün ülkelere ulaşmışlardı...
Yeni buluşlar bu medeniyetin temel taşlarından biri olmuştu. Bu medeniyetin
mimarları, yer çekimi hesaplarına dayanan binalar yapmışlar, matematik
bilginleri, bilgisayarın temel algoritması olan algebrayı (cebiri) bulmuşlar ve
kodlamayı keşfetmişlerdi. Doktorları, hastalıklara yeni ilaçlar bulmuşlar, uzay
bilginleri gökyüzündeki yıldızları incelemişler ve onları isimlendirerek,
bugünkü uzay çalışmalarının temellerini atmışlardı. Edipleri, hikâyeler
yazmışlar ve şairleri kendilerinden öncekilerin yazmadığı şekilde sevgi üstüne
şiirler yazmışlardı...
Öteki medeniyetler yeni fikirlerden korkarken ve
sansür uygularken, bu medeniyet devamlı yeni fikirlere açık olmuş ve bilgiyi,
kültürü devamlı canlı tutmuştu. Sözünü ettiğim medeniyet, 800’den 1600 yılına
kadar uzanan ve Osmanlı İmparatorluğu'nu da içine alan, Kanuni Sultan
Süleyman’lar gibi hükümdarlar yetiştiren İslam medeniyetidir. Bu medeniyetin
bize sunduğu miras, bugünkü Batı medeniyetinin temelini oluşturmaktadır.
Bugünkü teknoloji, İslam matematikçilerinin sayesinde vardır. Sûfî yazar
Mevlâna gibi yazarlardan çok şeyler aldık. Kanuni Sultan Süleyman gibi
hükümdarlardan tolerans göstermeyi ve liderliği öğrendik. Bu medeniyetten
dersler çıkarmalıyız."
Fen adamlarının, İslamiyetin yüksekliğine ve
üstünlüğüne hayranlıklarını gösteren canlı bir vesika da şudur:
1956 senesinde memleketimize gelip, atomda saklı
muazzam kudret hakkında çeşitli konferanslar veren atom âlimi W.
Heisenberg, sözlerini şöyle bitirmişti:
"Bütün konuşmalarımda, atomdaki enerjiden nasıl
istifâde edilebileceğini anlattım. Şimdi aklımıza, haklı olarak, şu sual
gelmektedir: Bu muazzam kudreti, küçücük yere kim ve nasıl koydu? Buna ancak
metafizik, yani ilm-i kelâm [ilahiyat] cevap verecektir."
Adada kendisini gezdiren bir
profesörümüz, bu suale, hangi dinin cevap vereceğini sorduğu zaman; "Buna
ancak İslam dini cevap vermektedir. Ben ve arkadaşım atom âlimi Hahn bu
fikirdeyiz" demiştir.