"Bu yol, sıdk ve doğruluk üzerine kurulmuştur..."
07/07/2024 Pazar Köşe yazarı V.T
"İnsanların Hakk'a kavuşmaktan mahrum kalmalarının sebebi, İslâmiyete
tam uymadıklarındandır!"
Emîr Hamza hazretleri Silsile-i aliyye büyüklerinden
biri olan Seyyid Emîr Külâl hazretlerinin ikinci oğludur. 1475 (H.880)
senesinde vefât etti. Küçük yaşta babasının sohbetlerinde bulundu. Sonra babası
onu, yetişmesi için, talebelerinin meşhûrlarından olan Mevlânâ Ârif
Dikgerânî'ye havâle eyledi. O da onu yıllarca çalıştırarak, ilimde ve tasavvuf
hâllerinde yetiştirdi.
Emir Hamza'nın talebelerine vasiyeti şöyledir:
"Ey talebelerim! Bizim bulunduğumuz bu yol, sıdk ve doğruluk üzerine
kurulmuştur. Muhterem babam buyurdu ki:
-İnsanların Hakk'a kavuşmaktan mahrum kalmalarının
sebebi, İslâmiyete tam uymadıklarındandır...
Önce îtikâdı düzeltmek lâzımdır. Şekten, şüpheden,
bid'at ve dalâletten ve gayr-i meşrû olan her şeyden kalbi temizlemelidir. Bir
kimsenin, anlamadan, mezheblerin ihtilâflarından ve ittifaklarından konuşması
çirkin bir iştir. Bir kimse bu hususta bilmeden konuşursa, câhilliğinin
alâmetidir. Çünkü tasavvuf ehlinin yolu, yolların en aydınlığıdır. Hepsinden
daha yakındır ve en nûrlu olanıdır. Yolların en doğrusu ve en iyisidir.
Necmeddîn Ömer Nesefî buyurdu ki:
-Tasavvuf; kalbden, Allahü teâlânın sevgisinden başka
her şeyi çıkarmaktır. Bedeni de, Allahü teâlânın emirlerine ve Resûlullah
efendimizin sünnetine uymakla süslemelidir.
Allahü teâlânın râzı olduğu şeyleri yapmalı ve
Resûlullah efendimizin sünneti üzere hareket etmelidir. Zamânımızdaki dalâlet
fırkaları, tasavvufu yanlış anlayıp, yanlış yorumlayarak başka yollara
sapmışlardır. Tasavvuf ehli olanlar, Resûlullah efendimizin sünnetine uyarlar.
Yâni İslâmiyete uyarlar. Haram işlerden ve haram yemekten sakınırlar.
İnsanların yükünü çekip, kimseye yük olmazlar. Şöhretten sakınırlar.
Müslümanlara acıyarak, onlara yumuşak davranırlar. Dâimâ Allahü teâlâdan
korkarlar ve günahlarının affedilmesi için yalvarırlar. Gıybet etmezler.
Dünyâya, dünyânın rahatlığına ve zînetine güvenmezler. Sâlihlerin ve Eshâb-ı
kirâmın yolunda ve onların ahlâkı üzere olurlar. Büyükleri inkâr etmezler ve bid'at
ehline uymazlar. Bunlar Ehl-i sünnettir. Hak üzere olan cemâattir. Sakın
onların sevgisini kalbinizden çıkarmayınız. Çünkü onların sevgisi, Allahü
teâlânın ve Resûlünün râzı olmasına sebep olur.
Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmin
Hucurât sûresi üçüncü âyet-i kerîmesinde meâlen; (Allah onların kalblerini
takvâ için imtihân etmiştir. Onlara bir magfiret ve büyük bir mükâfat
vardır) buyurdu. Bu tâifenin hâlini öğrenmiş oldunuz. O hâlde onlara
tâbi olunuz ve onlarla sohbet ediniz.