Niçin böyle yaptınız?
07/08/2020 Cuma Köşe yazarı A.U
Türkistan evliyâsından Kadı Muhammed Zâhid hazretleri,
1530'da Semerkand’a bağlı Hisar’ın Vahş köyünde vefât etti. Mübârek kabri
oradadır.
Bir gün şunu anlattı:
Evliyânın büyüklerinden Bâyezid-i Bistâmî hazretleri, talebeleriyle bir
şehre gitmek için yola çıktılar.
Tam şehre yaklaşmışlardı.
Enteresan bir şey oldu.
Şöyle ki;
Ahâlinin akın akın kendisini karşılamak üzere yollara döküldüklerini gördü
hayretle.
Bu hâl, hiç hoşuna gitmedi.
Çıkınından ekmeğini çıkardı.
Ve hızlı hızlı yemeğe başladı.
Ahâli, bu hareketi gördüler.
Ve ona hiç yakıştıramayıp;
“Allah Allah” dediler.
“Biz bu zâtı Evliyâ bilirdik.
Meğer ne kaba adammış.”
Böyle söylediler.
Ve dağılıp gittiler.
Talebeleri sordular bu zâta:
“Hocam! Niçin böyle yaptınız?”
Buyurdu ki:
“Kibir gelmesinden korktum!”
“Ama yanlış anladılar.”
“Olsun, kalbime kibir gelseydi,
Rabbimizin gadabına uğrardım”
● ● ●
Bu zâta bâzı gençler;
“Efendim, ehl-i sünnet bir müslüman, öldüğünde cehenneme girer mi?” diye
sordular.
Buyurdu ki:
“Eğer günahları çok ve bunlar tövbe ve istiğfâr ile veyâ şefâat ile affolunmadı ise, bu günahları kadar cehennemde yanması câizdir.”