"Resûlullahı merak ediyordum!"
07/08/2021 Cumartesi Köşe yazarı A.U
Hazret-i Alî şöyle anlatıyor:
Bedir Harbi'nde üç yüz
sekiz kişiydik.
En cesûrumuz,
Resûlullah idi.
Biz sıkışınca Ona
sığınırdık.
Uhud’da da öyle olmuştu.
Bir ara karıştı
ortalık.
Mücâhitler iki ateş
arasında kaldılar.
Ve şaşkınlıktan
dağıldılar!
Ben de düşman içinde
kaldım.
Etrâfımda tek Müslüman
yoktu.
Hem çarpışıyor, hem de
Resûlullahı merak ediyordum.
Gerilerde olamazdı.
Kendi kendime;
“Herhâlde bizim
günâhımızdan, Hak teâlâ Onu göğe kaldırdı” diye düşündüm.
Kılıcımın kınını
kırdım.
Ve daldım düşman
içine.
Düşmanı kıra kıra
ilerliyordum.
Derken Resûlullahı
fark ettim.
Benden daha
ilerideydi.
Ve tek başına
çarpışıyordu.
Derhâl koşup siper
oldum kendisine...
● ● ●
Yine Hazret-i
Alî anlatıyor:
Huneyn günü bir ara
karıştı ortalık.
Gâziler şuursuzca
dağıldılar.
Resûlullah yalnız
kaldı.
Buna rağmen atını
mahmuzladı.
Ve düşmanın içine
daldı.
Hem de tek başlarına.
Hazret-i Abbâs ile
Hazret-i Ebû Bekr bunu fark ettiler.
Yüz kadar gâziyi
yanlarına aldılar.
Resûlullaha doğru at
koşturdular.
Ve etrâfında (halka)
oluşturdular.
Biri dizginini tuttu.
Diğeri üzengisini.
Böylece hızını
kestiler.
Onu düşman içine bırakmadılar...