"Yemen'de nasıl hükmedeceksin?"
07/08/2021 Cumartesi Köşe yazarı V.T
Resûlullah efendimiz,
Mu'âz bin Cebel’i Yemen'e hâkim olarak göndermek istiyordu...
Rebîa bin Ebî
Abdirrahmân Teymî hazretleri tâbiînin hadis ve fıkıh âlimlerindendir. Medine’de
70 (m. 689)’da doğdu. Enes bin Mâlik ve Sâib bin Yezîd gibi sahâbîlerle
görüşerek onlardan rivayette bulundu. Kendisinden İmam Mâlik, Süfyân-ı Sevrî,
Abdullah ibn-i Mübârek gibi pek çok âlim hadis rivayet etti. Medine’de 136 (m.
753)’de vefat etti. Şöyle nakleder:
Resûlullah “sallallahü
aleyhi ve sellem”, Mu'âz bin Cebel’i “radıyallahü anh” Yemen'e hâkim olarak
gönderirken, (Orada nasıl hükmedeceksin?) buyurunca, Allahın kitabı ile dedi.
(Allahın kitabında bulamazsan?) buyurdu. Allahın Resûlünün sünneti ile dedi.
(Resûlullahın sünnetinde de bulamazsan?) buyurunca, ictihâd ederek, anladığımla
dedi. Resûlullah, mübârek elini Mu'âz’ın göğsüne koyup, (Elhamdülillah! Allahü
teâlâ, Resûlünün elçisini, Resûlullahın rızasına uygun eyledi) buyurdu.
Bir hadis-i şerifte,
(İlim üçtür: Âyet-i muhkeme, Sünnet-i kâime ve Farîdat-i âdile) buyuruldu.
Âlimler bu hadis-i şerifi, Fârisî olarak açıklarken, (Farîda-i âdile, Kitaba ve
sünnete uygun ilimdir. İcmâ'a ve Kıyâsa işarettir. Çünkü İcmâ' ve Kıyâs,
Kitaptan ve Sünnetten çıkarılmaktadır. Bunun için, İcmâ ve Kıyâs, Kitaba ve
Sünnete muâdil ve müsâvî tutuldu ve Farîda-i âdile denildi. Böylece, ikisi ile
amel etmenin vâcib olduğu tenbîh buyuruldu. Hadis-i şerifin manası, dînin
kaynağı dörttür: Kitap, Sünnet, İcmâ' ve Kıyâs demek oldu) demektedir.
Ömer-ibnül-Hattâb
“radıyallahü anh”, Şüreyh’i kâdı olarak gönderirken, (Allahın kitabında açık
olarak bildirilene bak. Bunu başkasından sorma! Burada bulamazsan Muhammed
aleyhisselâmın Sünnetine tâbi ol! Burada da bulamazsan, ictihâd et ve
anladığına göre cevap ver!) buyurdu.
Hazret-i Ebû Bekr’e “radıyallahü anh” davâcı gelince, Allahü teâlânın kitabına bakardı. Burada bulduğuna göre hükmederdi. Burada bulamazsa, Resûlullahdan işittiğine göre cevap verirdi. İşitmemiş ise, Eshâb-ı kirâmdan sorup, Onların icmâ'ı ile hükmederdi. Abdullah ibn-i Abbâs’a “radıyallahü anhüma” bir şey sorulunca cevabını Kur'ân-ı kerimde bulup, cevap verirdi. Kur'ân-ı kerimde bulamazsa, Resûlullahtan işittiğini söylerdi. İşitmemiş ise, Ebû Bekr ile Ömer’e “radıyallahü anhüma” sorardı. Cevap alamaz ise, kendi reyi ile bulup hükmederdi.