Pedagoji, İslâm dîninde çok kıymetli bir ilimdir
07/08/2023 Pazartesi Köşe yazarı R.A
Bizim kültürümüzde, terbiyenin,
eğitimin gâyesi, iyi bir insan yetiştirmek ve bu insanı cemiyete faydalı hâle
getirmektir.
Ferdin fıtratında olan, doğuştan getirdiklerine “Tabîat”, sonradan
kazandıklarına “Kültür” diyecek
olursak, “Terbiye”yi vecîz bir ifâdeyle; “yeni
nesillere, doğuştan getirdikleri kapasitelerini inkişâf ettirme, geliştirme ve
onlara terakkî eden, ilerleyen insanlık kültürünü de aktarma faâliyetidir” diyebiliriz.
Aslında “Pedagoji”, yâni çocuk ve
gençlerin terbiye edilmeleri, eğitilmeleri İslâm dîninde çok
kıymetli bir ilimdir. “Terbiye=eğitim”, çocuğun
iyi yetenek (kâbiliyet, istidât) ve eğilimlerini geliştirme ve kötülerini silme
işine denmektedir. Eğitim, sistemli olarak çocuğu etkileme
ve iyi alışkanlıklar vermekle mümkündür. Etkileme ve iyi alışkanlıkların
verilmesine ne kadar erken başlanırsa, sonuç o kadar mükemmel olur.
Allahü
teâlâ, insanı fıtraten tertemiz yarattığı hâlde, onun fıtratına uygun edebi
verme işini babaya havâle etmiştir. Babanın evlâda en güzel ve
kalıcı hediyesi, onu iyi terbiye etmesidir. Hadîs-i şerîfte de ifâde
buyurulduğu üzere, babanın, evlâdına bırakacağı en iyi
mîrâs, güzel bir terbiyedir. Terbiye edilmiş sâlih bir evlâd, baba
için, ölümünden sonra da hayırlı amellerin yazılmasına sebep olur.
[Bu konuda bazı hadîs-i şerîfler de vardır.]
Burada şunu ifâde edelim ki, geleceğimizin te’mînâtı olan
çocuklarımızı ve gençlerimizi, millî, ma’nevî ve kültürel
değerlere uygun olarak yetiştirmek, anne-baba, dede-nene, eğitimci, resmî,
askerî ve sivil kuruluşlar, medya ve topyekûn toplum olarak hepimizin
görevidir. Bizim kültürümüzde, terbiyenin,
eğitimin gâyesi, iyi bir insan yetiştirmek ve bu insanı cemiyete faydalı hâle
getirmektir.
İslâm
dîninde, çocuk ve genç terbiyesinden, eğitimden
maksat da, çocukların ve gençlerin, Allahü teâlânın râzı olduğu, kulların
beğendiği, âilesine, cemiyetine, milletine, vatanına, devletine ve insanlığa
faydalı birer insan olarak yetiştirilmeleridir. Bunların
tahakkuku için, çocuklar ve gençler, çeşitli güzel vasıflarla
donatılmalıdırlar...
İnsanın
bütün hayâtı 4 safhadan ibârettir:
1- “Anne
karnındaki hayâtı”, 2- “Dünyâ hayâtı”, 3- “Kabir
hayâtı”, 4- “Âhıret hayâtı”... Dünyâ
hayâtı da, 4 basamak hâlinde ele alınıyor. Bir insana, 30
yaşına kadar “genç”, 50 yaşına kadar “yetişkin”,
70 yaşına kadar “ihtiyâr”, 70’ten sonra
ise “pîr-i
fânî” denilmektedir.
Bütün
canlılar doğar, büyür ve ölürler. Kur’ân-ı Kerîm’de ölümle
ilgili birçok âyet-i kerîmeden ikisi şunlardır:
“Her cân
ölümü tadıcıdır.” (Âl-i İmrân, 185);
“Biz
senden önce de, hiçbir beşere dünyâda ebedîlik vermedik. Şimdi sen ölürsen,
onlar bâkî mi kalacaklardır?” (el-Enbiyâ, 34)