Müminlere bir sıkıntı gelince...
07/09/2021 Salı Köşe yazarı V.T
"Size gelen
sıkıntılar, kendi kazandıklarınızdır. Çoğunu da affedip, size
göndermiyor."
Alî bin Muhammed
Sehâvî hazretleri tefsir ve kıraat âlimidir. 558 (1163)’de Mısır’ın Sehâ
beldesinde doğdu. İlim tahsili için İskenderiye’ye gitti. Tefsir ve kıraat
sahasında büyük bir âlim oldu ve Şam’a giderek çok talebe yetiştirdi. 643’te
(m. 1245) orada vefat etti.
Bu mübarek zat, bir
dersinde vebâ hastalığı ile ilgili şöyle buyuruyor:
Bekara sûresi
yüzellialtıncı âyetinde meâlen, (Müminlere bir sıkıntı gelince, innâ
lillah ve innâ ileyhi râci'ûn derler) buyuruldu. Sabretmek ve dayanmak
lâzımdır. Kazaya rıza lâzımdır. Şûrâ sûresi otuzuncu âyetinde meâlen, (Size
gelen sıkıntılar, kendi kazandıklarınızdır. Çoğunu da affedip, size göndermiyor) buyuruldu.
Rûm sûresi kırkbirinci
âyetinde meâlen, (İnsanların yaptıkları işlerle, karada ve denizde
fesat hâsıl oldu. Her şey bozuldu) buyuruldu.
Vebâ hastalığında,
işlerimizin kötülüğünden dolayı, önce fâreler öldü. Çünkü, insanlara çok yakın
olan bunlardır. İnsanların üremesine ve yeryüzüne yayılmalarına yarayan
kadınlar, erkeklerden daha çok öldüler. Vebâ olan yerde, ölümden kaçıp da
kurtulanlara yazıklar olsun! Kaçmayıp da ölenlere müjdeler olsun! Bunlar şehit
sevabına kavuşurlar. Tâ'ûndan ölen kimseye suâl sorulmaz. Çünkü, muhârebede
ölen şehit gibidir. Tâ'ûnda, Allahü teâlâ yazmadı ise bana zarar gelmez
diyerek, Allah rızası için orada kalıp, başka bir hastalıkla ölen kimse de,
suâl ve azâb görmeyecektir. Çünkü, bu da düşmân karşısında nöbet beklerken ölen
kimse gibidir. Vebâ olan yerden kaçmayan ve ölmeyen kimse de, gâzîler ve
mücâhidler ve belâlara sabr edenler gibidir.
Herkesin bir (Ecel-i
müsemmâ)sı vardır ki, azalmaz ve çoğalmaz. Kaçıp da kurtulanlar, ecelleri
gelmediği için ölmemiştir. Yoksa kaçmak, onları ölümden kurtarmış değildir.
Kaçmayıp, sabredip ölenler de, ecelleri geldiği için ölmüşlerdir. Vebâ olan
yerden kaçmak, insanı kurtarmaz. Vebâ olan yerde sabredip kalmak, insanı
öldürmez. Vebâ olan yerden kaçmak, gazâda düşman karşısında kaçmak gibi büyük
günâhdır. Kaçanların ölmemesi ve sabredenlerin ölmesi, Allahü teâlânın
mekridir, aldatmasıdır.
Bekara sûresi yirmialtıncı âyetinde meâlen, (Allahü teâlâ, onunla çoklarını yoldan çıkarıyor. Çoklarını da, doğru yola sokuyor) buyuruldu.