Susan kurtuldu!..
07/10/2021 Perşembe Köşe yazarı S.A
M. Said Arvas Hocadan
Hatıralar...
Konuşmaya başlamadan,
konuşacaklarımızı kontrol etmeliyiz. Söyleyeceğimiz söz, kendimize veya
başkasına bir fayda sağlayacaksa konuşmalıyız.
Konuşabilme
kabiliyeti, insanlara verilen en büyük nimetlerden bir tanesidir. Hayvanların
dili, bizim dilimizden çok daha büyük olmasına rağmen onlar konuşamıyorlar...
Konuşmakla derdimizi
daha rahat anlatabiliyoruz, ilim öğreniyor ve öğretiyoruz. Daha sayılamayacak
kadar çok faydaları var. Bunun yanında, dilimizden dolayı büyük sıkıntılar da
başımıza gelmiyor değil...
Dilin cirmi (kendisi) küçük
ama yaptığı şeyler büyüktür. İnsanı cennete de götürür, cehenneme de. Nice
insanlar yaptıkları konuşmalarla öldürülmüş veya yıllarca hapis yatmıştır.
Niceleri de, yaptıkları güzel konuşmalarla takdir toplamış, yüksek makamlara
çıkmış, büyük nimetlere kavuşmuştur.
İmanlı olabilmek için
dahi -kalb ile tasdik ettikten sonra- dil ile de ikrâr etmeden olmaz. Nazarı
bile bize haram olan bir hanım, bir sözle (nikâh akdi) helâlimiz oluyor, eşimiz
oluyor, beraber yaşıyoruz. Ağzımızdan çıkan ve küfre sebep olan bir sözden
dolayı hem imanımızı, hem de nikâhımızı tazelememiz lâzımdır...
Bunun için dilimize
sahip olmalıyız. Konuşmaya başlamadan, konuşacaklarımızı kontrol etmeliyiz.
Söyleyeceğimiz söz, kendimize veya başkasına bir fayda sağlayacaksa
konuşmalıyız. Konuştuklarımız bir işe yaramayacaksa boşu boşuna konuşmuş
oluruz.
Akıllı adam, düşünür
sonra konuşur. Ahmak ise, konuşur sonra düşünür. Konuştuktan
sonra iş işten geçmiştir, ok yaydan çıkmıştır. Pişmanlık fayda vermez artık.
Mümkün olduğu kadar az
konuşmalıyız. Çok konuşmak ahmakların alâmetidir... Rabbimiz bize bir dil
vermiş, iki de kulak, üstelik dilimizi de iki kilitle kilitlemiş. Dişlerimizle
dudaklarımız. Bu, şu demektir; konuştuklarımızdan daha çok dinlemeliyiz...
Âlimin yanında
susarsak, ilmimiz artar. Cahilin yanında susarsak sabrımız artar. Çünkü cahil saçma
sapan konuşur, onu dinlerken sabretmek zorunda kalırız, bu da bizim
olgunlaşmamıza sebep olur.
Çok konuşanı pek
sevmezler. İmam Malik hazretlerine birinden bahsederler ve onu överler. İmam
da, şöyle cevap verir:
-Doğrudur, değerli bir
insandır. Ama bir aylık konuşmayı bir günde yapıyor!..
Lokman Hakîm, bir gün
oğluna şöyle nasihatte bulunur:
-Yavrum! İnsanlar,
güzel konuşmaları ile iftihar ederken sen de, güzel sükûtunla iftihar et!
Hadis-i şerifte
buyuruluyor ki: (Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse,
konuşmalarına dikkat etsin. Ya doğru konuşsun veya sussun. Çünkü ağızdan çıkan
bütün sözler melekler tarafından kaydedilir ve hesabı da görülür.)
Gereksiz yere
konuşmamalı ve bizi ilgilendirmeyen soruları sormamalıyız... Dünyada iken
birbirimize çok soru soruyoruz. Mesela; "Adın nedir, kaç
yaşındasın, ne iş yapıyorsun, tahsilin nedir, yabancı dilin var mı, evli misin,
kaç çocuğun var?" gibi birçok soru... Kabre girdikten sonra
sorular teke iner: "Amelin nedir?"
Bugünkü yazımızı
Resûlullah efendimizin şu hadîs-i şerifiyle bitirelim:
"Susan kurtuldu."