Mescid-i Aksâ'ya dâir...
07/11/2023 Salı Köşe yazarı R.A
Kudüs’te bulunan; yeryüzünün
en fazîletli mescidleri arasında, “Mescid-i Harâm” ve “Mescid-i
Nebevî”den sonra 3. sırada olan, “Beytül-makdis” adı
da verilen “Mescid-i Aksâ”nın inşâsına Dâvûd
aleyhisselâm başladı, fakat tamamlayamadan vefât etti.
Dâvûd aleyhisselâmdan
sonra hem Peygamber, hem hükümdâr olan oğlu Süleymân aleyhisselâm, Mescid-i
Aksâ’nın inşâsını yedi senede tamâmladı.
Mescid-i
Aksâ’nın ismi, Kur’ân-ı kerîmde zikredilmekte ve Peygamber
Efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) Mîrâc gecesinde oraya götürüldüğü,
hadîs-i şerîflerle bildirilmektedir.
Mescid-i
Aksâ, Mekke-i mükerreme döneminde 13 sene, Medîne-i münevvere devrinde ise,
hicretten on altı ay sonrasına kadar Müslümânların ilk kıblesi olarak kaldı.
Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), Mi’râc gecesinde Kudüs’e
gelerek Mescid-i Aksâ’da namaz kıldı.
638 (H. 16) senesinde Hazret-i Ömer (radıyallahü
anh), Sûriye seferinde, Şâm’dan sonra Kudüs’e uğrayıp Mescid-i
Aksâ’yı ziyâret etti. Ezân okutarak cemâatle namaz kıldırdı. Yahûdîlere
mescide emniyetle girmek hakkını tanıdı. Kudüs’teki kiliselere dokunulmaması
için emir verip, Hıristiyânlarla antlaşma yaptı.
Dört Halîfe devrinden sonraki Emevîler zamânında,
Mescid-i Aksâ’nın temizlik ve bakımına özel ihtimâm gösterildi. Muâviye
bin Ebî Süfyân (radıyallahü anh), Abdülmelik bin Mervân, Ömer bin Abdülazîz,
Velîd bin Abdülmelik ve Süleymân bin Abdülmelik gibi halîfeler, Kudüs’e gelerek
Mescid-i Aksâ’yı ziyâret ettiler.
Halîfe
Abdülmelik bin Mervân, Mescid-i Aksâ’nın yakınındaki arsa
üzerinde “Kubbetüs-sahra Mescidi”ni yaptırdı. Zelzele
yüzünden harâb olan Mescid-i Aksâ’yı, altıncı Emevî Halîfesi el-Velîd, bugünkü
hâline benzeyen şekliyle yeniden yaptırdı.
Abbâsîler zamânında
da bakımına ve tâmirine ihtimâm gösterildi. Halîfe Ebû Câfer Mansûr ve Mehdî
bin Mansûr, Kudüs’e gelerek Mescid-i Aksâ’yı ziyâret ettiler ve tâmir
ettirdiler.
Haçlılar,
1099 (H. 492)’de Kudüs’ü istilâ edince, şehri yakıp yıktılar. Pekçok Müslümânı,
kadın ve çocuk demeden kılıçtan geçirdiler. Bu
arada Mescid-i Aksâ’yı da yağmalayıp, tepelerine
haçlar dikip, içerisine heykeller koyarak kiliseye çevirdiler.
Sultân
Salâhaddîn-i Eyyûbî, Kudüs’ü 1187 (H. 583)’de Haçlılardan kurtarıp, Mescid-i
Aksâ’dan Haçları ve putları kaldırttı.
Emevîler,
Abbâsîler, Eyyûbîler ve Memlûkler dönemlerinde bir ilim merkezi hâline
getirilen ve pekçok İslâm âliminin yetişmesine sebep olan Mescid-i Aksâ, defâlarca
tâmir gördü. Mescid-i Aksâ’nın en son bakımı ve
tâmîrâtı Osmanlılar tarafından yapıldı.
Yavuz
Sultân Selîm Hân, 1517 (H. 923)’de Memlûk
topraklarını ülkesine katınca, Kudüs de, Osmânlı idâresine girdi. Kânûnî
Sultân Süleymân Hân, Mescid-i Aksâ ve yanındaki Kubbetüs-sahrâ mescidlerini
tâmîr ve tezyîn ettirdi. Daha sonraki asırlarda da, bâzı tâmirâtlar geçirdi. Birinci
Dünyâ Savaşından sonra Kudüs, maalesef Müslümân Türklerin elinden çıktı.