İngilizlerin çıkardığı fitneler!..

07/12/2022 Çarşamba Köşe yazarı H.Y

İslâmiyete düşmanlıklarını Müslümanların anlamaması için, Hindistân'ın "dâr-ül-islâm" olduğuna dâir fetvâlar aldılar!..

 

İslam Düşmanları -11-

İngilizlerin İslâm âleminde çıkardığı fitneler hâlâ devam etmektedir. Buna misâl olarak Başvekil Musaddık zamanında, İran'da neşredilen (İttilâ’ât)  mecmûasında okuduğumuz bir hâdiseyi zikredelim:

Bir Kurban Bayramı günü, sarıklı, sakallı, cübbeli iki Müslüman, kurban etmek için bir inek alırlar. Hindû mahallesinden geçerlerken, bir Hindû önlerine çıkarak, ineği ne yapacaklarını sorar. Kurban edeceklerini söylerler. Hindû, (Ey ahâlî! Yetişin tanrımızı kurban edecekler) diye bağırır. Müslümânlar da, (Ey Müslümanlar, yetişin kurbânımızı elimizden alıyorlar) diye feryât eder. Hindûlarla Müslümanlar toplanırlar. Sopalarla, bıçaklarla birbirlerine saldırırlar. Yüzlerce Müslümân katledilir. Fakat, ineği Hindû mahallesinden geçiren iki kişinin, İngiliz sefâretine girdikleri görülür... Bu hâl gösteriyor ki, bu fitneyi çıkaranlar İngilizlerdir. Bunları yazan muharrir daha sonra, "biz sizlerin bir kurban bayrâmını Müslümanlara nasıl zehir ettiğinizi iyi biliyoruz" demektedir...

Hindûların, kendilerine karşı yavaş yavaş başkaldırdıklarını görünce, 1870’ten sonra da, Müslümanları Hindûlara karşı desteklemeye başladılar. İslâmiyetin harâm kıldığı şeylere helâl diyen, dîni ve îmânı değiştirmeğe çalışan, Müslüman ismini taşıyan, Ehl-i sünnet düşmanları yetişti. Bunları destekleyerek, yeni yeni bozuk fırkaların zuhûrunu sağladılar. Bu fırkaların en meşhûru,  1879’da kurulan (Kâdıyânîlik) olup, kurucusu olan Gulâm Ahmed; top, kılıç ile cihâdın farz olmadığını, farz olan cihâdın nasîhat ile olduğunu, söyledi. İngiliz câsûsu Hempher de, Necdli Muhammed’e böyle söylüyordu. Gulâm Ahmed'i İngilizler bol para ile satın aldılar. Önce (Müceddid) olduğunu, sonra, (Mehdî) olduğunu söyledi. Nihâyet, (Peygamber) olduğunu iddia ederek yeni bir din getirdiğini ilân etti...

Hâlbuki Sünnî müslümanlar, kâfirlere karşı silâh ile cihâdın farz olduğunu ve İngilizlere hizmetin küfür olduğunu söylüyorlardı. Bu husûsta vaaz eden, nasîhat veren Müslümanlara şiddetli cezâlar veriliyor, çoğu katlediliyordu. Ehl-i sünnet kitapları toplanıp imhâ edildi. Satın alamadıkları ve kendi emellerine hizmet ettiremedikleri İslâm âlimlerini, Müslümanlardan uzaklaştırırlardı. Onlar idâm edildikleri zaman kahraman olurlar korkusu ile, Andaman adasındaki meşhûr zindanlarda müebbet hapse mahkûm ederlerdi...

Birinci Cihân Harbinden sonra İstanbul’u işgâl ettikleri zaman da, Osmanlı paşalarını ve âlimlerini Malta adasına sürgün etmişlerdi. İslâmiyete düşmanlıklarını, Müslümanların anlamaması için, Hindistân'ın (dâr-ül-harb) değil, (dâr-ül-islâm) olduğuna dâir fetvâlar aldılar. Bu fetvâları her yere yaydılar. Kendileri tarafından yetiştirilen âlim isimli münâfıklar, Osmanlı padişâhlarının halîfe olmadığı, halîfeliğin Kureyşlilerin hakkı olduğu, Osmânlı sultânları onu gasbettikleri için onlara itâat edilmeyeceği fikrini yaydılar...