“İmânın şubeleri” ne demek? -1

08/01/2024 Pazartesi Köşe yazarı R.A

Bazı hadîs-i şerîflerde “îmânın şu’beleri” diye bir ta’bîr geçmektedir; bu ne demektir? Bugün ve yarınki bu konuyu ele almak istiyoruz inşallah.

 

Sevgili Peygamberimiz, “Kütüb-i sitte” denilen muteber 6 hadîs kitâbında zikredilen bir hadîs-i şerîfinde buyurmuştur ki:

"Îmân, yetmiş küsûr şu'bedir. Bu şu'belerin efdali (en fazîletlisi), Lâ ilâhe illallah demek, ednâsı (en aşağısı) da yoldan zahmet verecek şeyi uzaklaştırmaktır. Hayâ da, îmândan bir şu'bedir." [Bazı rivâyetlerde, “60 küsûr”, bazılarında her ikisi birlikte yani “60 küsûr veya 70 küsûr”, bazılarında “64 bâb” lafızları yer almaktadır.]

Dâru'l-Fünûn müderrislerinden Ahmed Naîm Bey, "et-Tecrîdü's-Sarîh li-Ehâdîsi'l-Câmii's-Sahîh"in tercümesinde, "Bâbu Bed'i'l-Ezân" başlıklı kısımda, 24. hadîs münâsebetiyle, hadîsin diğer bir rivâyetini de ele almaktadır. Uzun olan 24. hadîsin baş tarafının meâli şöyledir: Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)den; şöyle demiştir:

Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "(Vaktiyle) biri, yolda giderken, güzergâhının üstünde, bir diken dalı buldu. Onu alıp (yoldan dışarıya) attı. Allahü teâlâ, bu (ameli)ni hüsn-i kabûl buyurup günâhlarını mağfiret etti..."

Bu hadîsin dipnotunda, "Bu hadîsten, yoldan imâta-i ezâ yani yolculara zahmet verecek şeyi ortadan kaldırıp atmaktaki fazîlet anlaşılıyor. Memleket halkının râhat râhat seyâhat edebilmeleri için turuk-ı umûmiyye inşâsı (umûmî yollar yapılması) ile hüsn-i muhâfazası (güzelce muhâfaza edilmesi) de elbette imâta-i ezâ nev'inin a'lâlarından (eziyeti giderme nev'inin en yüksek kısımlarından) sayılmalıdır.”

Sahîh-i Müslim'in "Kitâbu'l-îmân" başlıklı bölümünde 12. bâb olan "Bâbu Şu'abi'l-Îmân = Îmânın şubeleri kısmı"nda Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den mervî olan birinci hadîs: "Îmân, yetmiş küsûr şu'bedir. Hayâ da îmândan bir şu'bedir" şeklindedir.

Yine aynı râvîden rivâyet edilen 2. hadîs: "Îmân, yetmiş küsûr veya altmış küsûr şu'bedir. O şu'belerin en fazîletlisi, Lâ ilâhe illallah demek, en aşağısı da, yoldan eziyet veren şeyi gidermektir. Hayâ, îmândan bir şu'bedir" meâlindeki lafızlarla zikredilmiştir.

Büyük hadîs ve fıkıh âlimlerimizden İmâm Muhyiddîn en-Nevevî, bu hadîsin şerhinde, başlığa şunu yazmıştır: "Bâbu beyâni adedi şu'abi'l-îmân ve efdalihâ ve ednâhâ ve fazîleti'l-hayâ ve kevnihî mine'l-îmân = Îmânın şu'belerinin adedini, en üstününü, en aşağısını, hayânın fazîletini ve îmândan oluşunu beyân bâbı".

İmâm-ı Nevevî (rahmetullahi aleyh) demiştir ki:

"Bunu Buhârî, kitâbının başında, (Ebû Âmir) el-Akadî'nin rivâyeti olarak şeksiz bir şekilde "altmış küsûr", Ebû Dâvûd, Tirmizî ve başkaları, Süheyl rivâyeti olarak yine şek bulunmayan bir tarzda "yetmiş küsûr", Tirmizî başka bir tarîkten "altmışdört bâb" lafızlarıyle zikretmişlerdir.

Ulemâ, bu iki rivâyetten hangisinin tercîh edileceği hakkında ihtilâf etmişlerdir. Kâdî Iyâz (rahmetullahi aleyh) demiştir ki: “Doğru olan, diğer hadîslerde geçen ve diğer râvîlerden gelen '60 küsûr' rivâyetidir.”