"Sen olmasaydın, hiçbir şeyi yaratmazdım..."
08/04/2020 Çarşamba Köşe yazarı V.T
(Ey Resulüm! İbrahim Hâlilim [dostum] ise de, sen de Habibimsin
[sevgilimsin].)
Abdülbâkî ibn-i Kâni hazretleri hadis âlimidir. 265te (m. 879) Bağdat'ta
doğdu. Zamanın büyük âlimlerinden hadis tahsil etti. Hanefî mezhebine mensup
olan İbn-i Kani, bir ara kadılık yaptı 351 (m. 962)’de Bağdat'ta vefat
etti. Şöyle anlatmıştır:
Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem), manası da, kelimeleri
de kendisinden olan sözlerine hadis denir. Manası Allahü teâlâ tarafından
bildirilip de, Peygamber efendimizin kendi kelimeleriyle bildirdiği sözlere ise
hadis-i kudsî denir. Bunun için, hadis-i kudsîler nakledilirken, (Allahü teâlâ
hadis-i kudsîde buyurdu ki…) denir. Bu hadis-i kudsîlerden bazıları şöyledir:
(Azamet ve kibriya bana mahsustur. Bu iki sıfatta, bana ortak olmak
isteyenlere, çok acı azap ederim.)
(Ya Âdem! Muhammed aleyhisselamın ismiyle, her ne isteseydin kabul ederdim,
Muhammed olmasaydı, seni yaratmazdım.)
(Ey Resulüm! Sen olmasaydın, hiçbir şeyi yaratmazdım.)
(Ey Resulüm! İbrahim Hâlilim [dostum] ise de, sen de Habibimsin
[sevgilimsin].)
(Evliya bir zata düşmanlık eden, bana savaş açmış olur.)
(Bir kimse, farz ibadeti yapmakla bana yaklaştığı gibi, hiçbir şeyle
yaklaşamaz.)
(Bir kulum bana yaklaşırsa [sevgime ve rızama kavuşursa], ona sesleri
duyurur ve saklı şeyleri gösteririm.)
(Dostlarımı insanlar içinde gizlerim, onları kimse bilmez.)
(Yere ve göğe sığmam, fakat mümin kulumun kalbine sığarım.)
(Kaza ve kaderime razı olmayan, beğenmeyen ve gönderdiğim belalara
sabretmeyen, benden başka Rab arasın! Yeryüzünde kulum olarak bulunmasın!)
(Rahmetim gadabımı aşmıştır. Hasta kulumun günahını affeyledim!)
(Oruç benim için tutulur. Onun karşılığını ben veririm!)
(Kulum, beni nasıl umarsa, onu öyle karşılarım. Öyle ise, benden hep iyilik
bekleyin!)
(“La ilahe illallah” benim 'kale’mdir. Bunu okuyan, kaleme girmiş olur.
Kaleme giren de, azabımdan kurtulur.)
(Ey Âdemoğlu! Ömrünü dünyayı toplamakla geçirdin. Cenneti hiç istemedin.)
(Nefsini düşmanın bil! Çünkü o, bana düşmandır.)
(Ey kulum! Seni kendim için yarattım. Başka şeylerle oyalanma! Rızkına
kefilim, kendini üzme!)
(Ey dünya! Bana hizmet edene hizmetçi ol! Sana hizmet edene güçlük göster!)
(Beni zikreden [hatırlayan] kulumla birlikteyim.)
(Bütün dinler içinde, İslamiyet’i seçtim. Bu din, cömertlik ile ve güzel
huyla tamam olur. Bu dini, her gün, bu ikisiyle tamamlayın!)