Müslümânların kırmızı çizgisi: "Mescid-i Aksâ" ve "Kudüs"
08/06/2021 Salı Köşe yazarı R.A
"Mescid-i Aksâ" ve "Kudüs"e sâhip çıkmak lâzım.
Oralardaki Müslümânları yalnız bırakmamalıyız. Bütün Müslümânlar bunda rol
almalı.
Târîh boyunca Yahûdîler, İslâm inancının barış ve hoşgörüsünden
yararlanmışlardır. Peygamber Efendimiz, Medîne-i Münevvere'deki Yahûdîler
ve Hıristiyânlar için bir 'emânnâme' neşretmiştir. Onların cânlarını,
mâllarını, ırzlarını koruma altına almıştır, hattâ kendi ibâdetlerini râhatça
yapmalarına imkân tanınmıştır.
Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) de, Halîfe iken, İlya (Kudüs)
ahâlîsine bir emân mektûbu vermiştir.
Târih boyunca bütün İslâm devletleri ve bütün Müslümânlar da, Sevgili
Peygamberimiz ve Hulefâ-i Râşidîn hazerâtının davrandıkları gibi
davranmışlardır.
Hazret-i Ömer’in (radıyallahü anh), Kudüs'ü fethedince, halka îrâd
buyurduğu hutbesinin günümüzde de ehemmiyeti ne kadar büyüktür:
"Hamdolsun O Allah'a ki, bizi İslâm dîni ile azîz etti; îmân ile
şereflendirdi. Resûl-i Ekrem Muhammed (aleyhisselâm) hürmetine rahmetine nâil
kıldı, dalâletten kurtardı. Biz dağınık iken, onun sâyesinde bizleri bir araya
getirdi. Kalplerimizi birbirine ısındırdı. Düşmânlarımıza karşı muzaffer kıldı.
Memleketler ihsân etti. Bizi sevişen kardeşler hâline getirdi. Ey Allah'ın
kulları, bu nimetlerden dolayı Allah'a hamd ü senâ ediniz…" (Mahmûd Es’ad,
Târih-i Dîn-i İslâm, İstanbul 1995, s. 322)
Mü’minler, kendi dînlerine-akîdelerine saldıran veya îmâna karşı küfrü tercîh eden
kimselere -kendilerine ne kadar yakın olurlarsa olsunlar- aslâ sevgi
beslemezler; bu anlamda sadece dîn-îmân-akîde kardeşliğini esâs tutarlar; Rab’lerinin
şu uyarılarını aslâ unutmazlar:
"Ey îmân edenler, eğer babalarınız ve kardeşleriniz, îmâna karşı küfrü
sevip tercîh ediyorlarsa, onları velîler edinmeyin. Sizden kim onları velî
edinirse, işte zulme sapanlar bunlardır" (et-Tevbe, 23);
"Hepiniz, Allah'ın ipine toptan sımsıkı sarılın/yapışın; dağılıp
ayrılmayın ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hâtırlayın: Hani
siz (birbirinizin) düşmânları idiniz de, O (Allah) kalplerinizi
ısındırıp birleştirmişti (kalplerinizin arasını te’lîf etti,
uzlaştırıp-ısındırdı) ve siz O'nun nimetiyle (bu nimeti sâyesinde) kardeşler
oldunuz, (dîn kardeşleri olmuştunuz). Yine siz bir ateş çukurunun
kıyısında idiniz de, O, sizi oradan kurtardı. Allah, size âyetlerini işte böyle
açıklar, umulur ki hidâyete erersiniz." (Âl-i İmrân, 103)…..”
Bu konuda son cümle olarak şunu belirtelim ki, "Mescid-i Aksâ" ve "Kudüs", Müslümânların kırmızı çizgisidir. Buralara sâhip çıkmak lâzım; oralardaki Müslümânları yalnız bırakmamak lâzım. Bütün Müslümânların bunda rol almaları lâzım.