Her canlı varlık için ölüm kaçınılmaz bir gerçektir!
08/08/2023 Salı Köşe yazarı R.A
Ölüm, her canlı varlık için
kaçınılmaz bir gerçektir. “Yalnız azamet ve ikrâm sâhibi Rabbi’nin
zâtı bâkî kalacak” [Rahmân, 27] meâlindeki âyet-i kerîmede de
ifâde buyurulduğu gibi, Allahü teâlâ’nın zâtı dışında bütün varlıklar fânîdir.
Tâbiînin
büyüklerinden, adâleti, insâfı, ihsânı ve güzel ahlâkı ile meşhûr Halîfe Ömer
bin Abdilazîz (rahmetullahi aleyh) hazretleri, akrabâsından birisine
gönderdiği bir mektupta şunları yazmıştır: “Eğer gece ve gündüzünde ölümü
hâtırlamayı şiâr edinmek istersen, fânî ve geçici olana rağbet etmeyip bâkî ve
devâmlı olana yönel. Ve’s-selâm.”
Tâbiînin
zâhid, âbid ve müttekîlerinden ve velîlerden Sâbit
bin Eslem el-Benânî (rahmetullahi aleyh) de buyurdu
ki:
"Bir sâat [bir ân, bir miktâr] ölümü hâtırlayan kimseye ne
mutlu."
Kezâ
Tâbiîn devrinde Medîne-i Münevvere'de yetişen büyük âlimlerden Atâ bin
Yesâr (rahmetullahi aleyh) buyurdu ki: "Şa’bân ayının on beşinci
gecesinde, ya’nî Berât gecesinde, o yıl içinde ölecek olanların listesi, Azrâîl
aleyhisselâma verilir. Bu arada ev yapan, çeşme yaptıran, ağaç diken ve yeni
evlenen nice kimseler vardır ki isimleri bu listededir. Fakat onlar bunu
bilmezler."
Tâbiînin
meşhûr hadîs hâfızlarından ve velîlerden Mekhûl
eş-Şâmî (rahmetullahi aleyh) bir cenâze görünce; “Siz
sabâhleyin gidiyorsanız, biz de akşamleyin geleceğiz. Şu cenâze açık bir öğüt
ve ibret alınacak bir şeydir. Fakat gaflet çok. Öncekiler geçip gidiyorlar,
fakat arkadakiler hiç aldırış etmiyorlar” buyurmuştur.
Yine Tâbiînin büyüklerinden ve
Evliyânın meşhûrlarından Ebû Müslim Havlânî (rahmetullahi
aleyh) harâbe yerleri görünce, başında durup; "Ey harâbe! Senin sâhiblerin, senin
üzerinde yaşayanlar nerede? Onlar ölüp gittiler; sâdece amelleri, yaptıkları
işler kaldı. Her türlü istekler, arzû ve hevesler bitti; hatâlar, günâhlar
kaldı. Ey insanoğlu! Hatâyı, günâhı terk etmek, tövbe
etmekten ve af dilemekten daha kolaydır" derdi.
Kezâ derdi ki: "Benim en güzel şekilde yetişip büyüyen çok
tatlı bir evlâdım olsa ve en tatlı zamânında vefât etse, benden alınsa, bu,
Allahü teâlânın takdîri ile olduğu için, buna râzı olmak, bana dünyâdan ve dünyâdaki
şeylerden daha hayırlıdır."
Tâbiînin
tanınmışlarından ve evliyânın büyüklerinden Ka'bü’l-Ahbâr (rahmetullahi
aleyh) de buyurdu ki: "Ölümü gerçekten tanımış bir kimseye,
dünyâ belâ ve musîbetleri, dert ve sıkıntıları çok hafîf gelir."
Tâbiîn
devrinin büyük kırâat, hadîs, fıkıh imâmlarından ve velîlerden A'meş (rahmetullahi
aleyh) ise buyurdu ki: "Bir cenâze olduğunda, bizim
hepimizi öyle bir hüzün kaplardı ki, kime ta’ziyede bulunacağımızı tanıyamaz
hâle gelirdik.”