"Beni mâzur görün Sultân'ım"
08/10/2021 Cuma Köşe yazarı A.U
Alî Semerkandî hazretleri
zamânında, Bursa'da bir çekirge âfeti zuhûr eder.
Ve hubûbâta çok zarar
verir.
Önüne geçmeye
uğraşılır.
Ama netîce alınamaz.
Âlim ve velîlere haber
salınır.
Ve buna çâreler
sorulur.
Büyük velî Alî
Semerkandî hazretlerine de biri gelir.
Durumu kısaca arz
edip;
“Hocam çâre nedir?”
der.
Mübârek zât, âsâsıyla
çıkardığı sudan ona biraz verir ve “Bu sudan serpin, haşerattan eser
kalmaz” buyurur.
Denileni aynen
yaparlar.
Hakîkaten tesîr eder.
Çekirgeler orayı terk
eder.
Pâdişâh, Alî
Semerkandî hazretlerini Bursa'ya dâvet eder.
Gelince bizzât
karşılar.
Oturup sohbet ederler.
Daha sonra büyük velî;
“Bana müsaade” der.
Ve gitmek için izin
ister.
Pâdişâh ricâ eder:
“Az daha kalsaydınız
hocam.”
Büyük velî;
“Beni mâzur görün
Sultân'ım” der.
Pâdişâh;
“Pekâlâ, bir emriniz
var mı?" der.
Büyük zât buyurur ki:
“Çamlıdere insanı
fakîrdir Sultân'ım. Onlara bir ihsânda bulunsanız. Meselâ askerlikten af,
vergiden muaf olsalar.”
Pâdişâh, “Emriniz
olur” der.
Ve bir ferman yazdırıp arz eder...