Evliyanın yanına defnedilmek
08/11/2024 Cuma Köşe yazarı O.Ü
Sual: Evliya kulların yanına defnedilmenin faydası olur mu?
Cevap: Zübde-tül-makâmât
kitabında konu ile alakalı olarak şöyle buyurulmaktadır:
Bakara
suresinin 237. âyetinde meâlen; (Eğer affederseniz, takvaya daha yakın
olur) ve Nisâ suresinin 48. ve 116. âyetinde meâlen; (Allahü
teâlâ, dilediğinin, şirkten yani küfürden gayri günahlarını affeder) ve
Mâide suresinin 38. âyetinde meâlen; (Bir kimse, zulüm yani günah işleyip,
sonra tövbe eder ve salih amel işlerse, Allahü teâlâ tövbesini, elbette kabul
eder) buyurulmuştur. Bunlar gibi, tövbenin kabul olunacağını bildiren
otuz kadar âyet-i kerime vardır. Herhangi bir kul, fısk, fücur, günah işleyip,
sonra tövbe edince, affa kavuşuyor da, Resulullah efendimizin Eshabı hilafet
işinde yanılsalar bile, tövbe etmeyip affa kavuşmadıkları biliniyor mu diye
hazret-i Hüseyin'in türbesindeki türbedara sordum cevap veremedi. Sonra da
kendisine Bağdat müftüsü Arûszâde Efendi'nin, hazret-i Hüseyin'in
türbedarından işittiği şu hadiseyi anlattım:
Hazret-i
Hüseyin bir gece rüyada türbedara görünerek, yarın İran'dan bir cenaze
getirilecektir. Onu, sakın bana yakın defnettirme, dedi. Ertesi gün İran'dan
bir cenaze getirildi. Türbe yanına defnetmek istediler. Önce izin vermemiş ise
de, çok zengin olduklarından çok para vermişler. O da, izin vermiş. İki bin
adım kadar uzak bir yere defnetmişler. O gece, hazret-i Hüseyin, rüyada
görünerek, türbedara darılır. Türbedar pişmân olduğunu, affetmesi için
yalvarır. Ertesi gece, yine görünüp, yine darılır. Türbedar, ertesi gün,
meyyiti oradan çıkaracağını, uzaklaştıracağını söyler. Hazret-i Hüseyin; “Bizim
yanımızda iki gece yatan affolunur. O, affolundu. Lakin, ben çok sıkıldım”
buyurur. Mevtanın da, türbedarın da affolunduğuna işaret buyurdular.
Türbedar, bunları Arûszâde'ye anlatınca, kıymetli müftü,
türbedara karşılık “İmam-ı Hüseyin'in kötü dediği bir fasık, türbesinden iki
bin adım uzakta, iki gece kalmakla affa kavuşuyor da, Şeyhayn yani hazret-i Ebû
Bekir ile hazret-i Ömer bin küsur seneden beri, Peygamber efendimiz ile yan
yana yattığı hâlde affa kavuşamadılar mı?” diye sorar. Türbedar, şaşırıp bir
şey diyemez. Aciz, cahil olduğu açığa çıkar. Ne güzel bir susturuş, ne büyük
bir mahcubiyet!