Hased eden kişinin itirazı Allah'adır!..
09/02/2023 Perşembe Köşe yazarı S.A
Hased eden kişi Cenâb-ı Hakka da
itiraz ediyor. Diyor ki: Ey Rabbim! Bu adam, bu nimetlere lâyık değil, sen buna
niçin bu kadar çok veriyorsun?!.
Hased (çekememezlik) manevi hastalıklardandır ve büyük bir
günahtır. Hased; başkasının sahip olduğu nimetlerin elinden
alınmasını temenni etmektir. Dört kısma ayrılır. Birincisi: Sevmediği
kişinin elindeki nimetler gitsin, varsın onun da olmasın. Bu, hasedin en
kötüsüdür. İkincisi: Ondan alınsın kendisine
verilsin. Bu da kötüdür. Üçüncüsü: Onun gibi
kendisi de nimetlere kavuşsun fakat başka yerden. Başka yerden olmaz ise sonra
ondan alınsın ister. Bu diğerlerine göre biraz ehven ise de gene de haramdır.
Dördüncüsü diyor
ki: Ey Rabbim bu kuluna verdiğin nimetlerini (makâm, mevki, para) bana da ver.
Ama ondan alarak değil, başka yerden istiyorum. Bu, günah olmaz.
Hased, çok kötü bir huydur. İnsanın sıhhatini bozar, üzüntüsünü
artırır, amellerini yakar. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Ateşin
odunu yakıp yok ettiği gibi, hased de sevapları yer ve mahveder.)
Dünyada rahatlık yoktur. Herkesin kendine göre bazı sıkıntıları
vardır. Ya kendisinde veya sevdiklerinin birinde. Hased edenin ise
sıkıntılarına ilave bir de hased ettiği kişi veya kişilerin kavuştukları
nimetlerdir. Onların nimeti arttıkça, hasedcinin üzüntüleri de artar, huzur
bulamaz. Daima sıkıntılıdır.
Hased
eden kişi Cenâb-ı Hakka da itiraz ediyor. Diyor ki: Ey Rabbim! Bu adam, bu
nimetlere lâyık değil, sen buna niçin bu kadar çok veriyorsun?!.
Semada ilk işlenen günah haseddir. İblisin, Âdem aleyhisselama
yaptığı hased... Yeryüzünde de ilk işlenen günahtır. Âdem babamızın bir oğlunun
(Kabil) diğer oğluna (Habil) yaptığı haseddir...
Herkesi memnun etmek mümkündür; yalnız hased edeni razı etmek
zordur. Çünkü o nimetler elden çıkmadıkça razı olmaz.
Hasan-ı Basri hazretleri buyuruyor ki: "Rabbimiz, kendisine
birçok nimetler verdiği kulunu ya seviyor, yahut sevmiyor. Seviyorsa;
Rabbimizin sevdiğini ben nasıl sevmeyeyim. Sevmiyorsa, elindeki nimetlerin ne
kıymeti olabilir, ta ki ona hased edeyim!.."
Hasedin ana kaynağı dünya sevgisidir. Bütün hataların başıdır.
Hased, kibir, düşmanlık, kin hep bundan meydana gelir.
Mevlâna Celâleddin-i Rûmî (rahmetullahi
aleyh) Konya'da bir sokaktan geçerken ilkbahar mevsiminin güneşli bir
gününde duvar dibinde iki köpeğe rastlarlar. Köpekler sarmaş dolaş uyuyorlardı,
kollarını biribirlerinin boynuna dolamışlardı.
Talebenin dikkâtini çeker ve Hazreti Mevlâna'ya göstererek der
ki:
-Efendim ne kadar tatlı bir manzaradır, ne de çok birbirlerini
seviyor bu köpekler, böylece uyuyorlar.
Mevlâna hazretleri köpeklere bakar, tebessüm eder ve buyurur ki:
-Kemik, olmadığı için böyle sarmaş dolaşlar. Yanlarına bir kemik atarsan o zaman görürsün o dostlukları nasıl düşmanlığa dönüşecektir!..