"Amelin ve ilmin hâlis olanını iste!.."
09/02/2023 Perşembe Köşe yazarı V.T
"İbâdetlerde gâyen, sâdece
kendisine ibâdet ettiğin Allahü teâlâya yakınlık olsun."
Ebû Abdullah Cavpâre hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Dördüncü
hicri asrın ortalarında vefât etti. Horasan’da doğdu. Mısır'a giderek Şeyh Ebû
Bekr-i Zekkâk hazretlerinin sohbetinde kemâle geldi. Üstâdı Ebû Bekr-i Zekkâk-ı
Mısrî'ye; "Kiminle sohbet edeyim?" diye sordu. "Senden olan her
şeyi Allahü teâlâ görür, dediğin zaman, senden nefret ederek ayrılmayan kimse
ile sohbet et" buyurdu.
Cavpâre hazretleri sohbetlerinde buyurdu ki: "Cehennem ehli
için azapların en şiddetlisi, Cennet nîmetlerinden mahrum olmaktır. Bu mahrum
olmanın sıkıntısı, onlara azapların hepsinden daha acı gelir."
"Kadir gecesi, o senenin kalbidir. Îmân dolu bir kalb de,
içinde bulunduğu cesedin kadir gecesidir."
"Ey Âdemoğlu! Kendi kendine ne kadar insafsız
davranıyorsun. Hayâtın boyunca, her gün dünyâ ile meşgûl olursun, onun geçici
ve aldatıcı güzellikleri ile oyalanırsın. Fakat her gün bâkî olan, hakîkî
saâdet ve sonsuz nîmetler yeri olan Cennet'e dâvet olunursun. Cennet'e hiç
îtibâr etmezsin. Dünyâyı bir tarafa itip, âhirete yönelmedin. Hiç olmazsa
ikisini aynı seviyede tutup ona göre hareket etseydin. Sen ise âhireti sanki
unutmuş gibisin!"
"Yaptığın bütün ibâdetlerde gâyen, sâdece kendisine ibâdet
ettiğin Allahü teâlâya yakınlık olsun. Hattâ bu gâye, ecir ve sevaptan daha
önce olmalı. Allahü teâlâya yakın olmak nîmeti ele geçince, öyle sevaplar, öyle
ecirler gelir ki, anlamak, hesâb etmek mümkün olmaz."
"Amelin ve ilmin hâlis olanını iste! Hâlis niyetle Allahü
teâlâya ibâdet ederken, insanlık hâli bâzı kusûrların olursa, onlar için de
derhâl tövbe et!"
"Sen, şu anda bulunduğun dünyâda ebedî kalacak değilsin.
Bâkî, sonsuz olan âhiret yurduna da henüz ulaşmış değilsin. Bu hâl karşısında
sana düşen, kendisine çok yakın olduğun, senin her hâlini gören, duyan ve bilen
zâta (Allahü teâlâya) yönelmektir."
"Hakîkî irfân sâhibi makbûl bir zâta tâbi olarak peşinden
bir adım gitmen, kendi boş arzunla, nefsine uyarak ve güyâ hak yol zannederek,
kendine göre tuttuğun yolda yüz bin fersah yürümenden daha faydalı ve daha
hayırlıdır."
"Öyle bir kimse ile arkadaş ol ki, onda maddeye temâyül
edecek onu sevecek bir kalb bulunmasın."
"İlim, kendi haddini bilmek; tasavvuf, kalbi
temizlemektir."
"Allahü teâlâdan gâfil olmak, ateşte olmaktan
beterdir."
"Şükretmek, kendini bu nîmete ehil ve lâyık görmemektir."