"Malın kusurunu söyle!"

09/04/2023 Pazar Köşe yazarı A.U

İmâm-ı âzam Ebû Hanîfe hazretleri “rahmetullahi aleyh”, kazancına haramın zerresini sokmazdı.

Şüpheliyse, o kârın tamâmını fakîrlere dağıtırdı.

Bir gün ortağına;                                 

“Son gelen malda kusurlu elbiseler var. Onları satarken kusurunu söylemeyi unutma!” diye tembîh etti.

Ortağı “Peki” dedi.

Ama unuttu yine.

Ve kusurlu elbiseden bir tâne sattı o gün.

Sonradan hâtırladıysa da bulmak imkânsızdı o kimseyi.

Zîra tanımıyordu.

Yapacak bir şey yoktu.

Ama üzüldü hâliyle.

Hazret-i İmâm geldi.

Ve sordu bu meseleyi.

Vaziyeti öğrenince;

“O partiden ne kadar kâr edildiyse hepsini fakîrlere dağıt, kasamıza o kârın zerresi girmesin” buyurdu.

Ve öyle yaptılar.

Kâr, doksan bin akçe idi.

Hepsini fakîrlere dağıttılar.

● ● ●

Bir gün bâzı Müslümanlar bu büyük İmâm’a gelerek;

“Efendim, namaz kılarken kalp ne ile meşgul olmalı?” diye sordular.

Buyurdu ki:

“Namazla meşgul olmalıdır.”

Sordular:

“Namazın nesiyle efendim?”

Cevâbında;

“Farzlarını, vâciplerini, sünnetlerini, müstehaplarını ve her edebini, en mükemmel şekilde yapmayı düşünmekle” buyurdu.