Günahlar, Allah ile kul arasında perdedir!..
09/06/2021 Çarşamba Köşe yazarı V.T
"Farz, vâcib gibi dinî her emir, Allahü teâlâ ile birlikte
bulunmaya vesiledir."
Nasûhî Mehmed Efendi Halvetî şeyhlerindendir. Halvetî-Şâbânî tarikatının
Nasûhiyye kolunun kurucusu olup, 1060 (m. 1650)’de Üsküdar’da doğdu. Şeyh
Karabaş Velî’ye intisap etti. İcazet alarak Mudurnu’ya gitti ve halkı
irşad etmeye başladı. Sonra İstanbul’a döndü. 1130 (m. 1718)’de vefat etti.
Sohbetlerinde buyurdu ki:
“Ramazan orucu tam bir aydır. Ya yirmidokuz gün veya otuz gün olur. Oruç;
Hazreti Âdem’in, Cennetteki ağacın meyvesinden koparıp yemesinin kefaretidir.
Hak teâlâ, buna keffâret olarak oruç tutmasını emretmiştir.”
“Şayet biriniz kendisini ilâhî huzûrda hissederse, yalnız kendi nefsi için
duâ etmemeli, başkası için de himmet ve çabasını esirgememelidir. Yapacağı
duâların çoğu, mümin kardeşleri için de olmalıdır.”
“Ramazân-ı şerîfin son on gününde, gece ibadetinden geri kalmayınız. Hattâ
bütün ramazan gecelerini ibâdetle geçiriniz. Çünkü Kadir gecesi bu aydadır.”
“Farz, vâcib gibi dinî her emir, Allahü teâlâ ile birlikte bulunmaya
vesiledir. Günah, mekrûh gibi nehyedilenler ise, Allahü teâlâ ile kul arasında
birer perdedirler.”
“Şuna yemîn ederim ki, talebeler Allahü teâlânın dünyâyı yarattığı günden
yok edeceği güne kadar, hocalarının huzûrunda kor bir ateş üzerinde otursalar,
doğru yola girmeleri için yol gösterip, engelleri ortadan kaldıran hocalarının
haklarını ödeyemezler.”
“Sırat köprüsünde yürümek haktır. Bu yürüyüş, dünyâ evinde,
yani burada yapılmaktadır. Burada yürüyüşünü İslâmiyetin emir ve
yasaklarına uygun olarak yapan kimse, âhiret günü çok ince olan Sırat
köprüsünden geçmeyi kolayca başarmış olur. Akıllı bir kimse, dünyâ hayatındaki
amel ve fiillerinde, söz ve akidelerinde doğru yürüyen, nefsini her türlü suç
ve kabahat işlemekten alıkoyan bir suç işlediği zaman, vakit geçirmeden tövbe
ve istiğfar eden, yaptığına derhâl pişman olan kimsedir.”
“Tövbenin doğru ve makbûl olmasının alâmetleri: Tekrar o günahı işlemeye sebep olabilecek kimselerden uzak durmak. Lüzumsuz lafları terk etmek. Allahü teâlâyı inkâr edenlerle görüşmemek. Hayır ve sevap olan amelleri yapmak, işlemiş olduğu günahtan dolayı çok pişman olup, yaptığı tövbeyi bozmamak, işlediği günahta kul hakkı varsa, onu hak sahibine iade etmek. Allahü teâlâ için olmayan her şeyi kalbinden çıkarmaktır.”