"Koş, babanı çağır!.."
09/11/2021 Salı Köşe yazarı A.U
Enes bin Mâlik anlatıyor:
Annem, bir yerden
biraz (un) bulmuş, komşudan da biraz (süt) alıp bunları yoğurmuş.
Pişirip, bana seslendi
ki:
“Yâ Enes! Mescide koş,
babanı çağır da birlikte yiyelim.”
“Peki annecim” dedim.
Ve koştum mescide.
Resûlullahı görünce,
gayriihtiyârî Onun önüne vardım.
Ve arz ettim ki:
“Annem, sizi yemeğe
çağırıyor.”
Resûlullah eshâba
dönüp;
“Kalkın! Ümmü
Süleym’in dâvetine gidiyoruz” diye seslendi.
Bütün cemâat
kalktılar.
Efendimiz önde, biz
arkada.
Yürüyerek bizim eve
vardık.
Efendimiz, babama
sordu ki:
“Ne yemeğiniz var?”
“Bilmiyorum yâ
Resûlallah!”
“Hanımın bizi yemeğe
çağırmadı mı?”
Babam annemle konuşup
geldi;
“Yâ Resûlallah!
Hanımım, birazcık (un), biraz da (süt) bulmuş ve ikisini yoğurup pişirmiş”
dedi.
Buyurdular ki:
“O yemeği yanıma
getiriniz!”
Derhâl getirip arz
ettik.
Ellerini kabın üstüne
koydular.
Ve bereket için duâ
buyurdular.
Gelenler, tam (yetmiş)
kişiydi.
Hepsi yiyip doydular.
Yemekte hiç azalma
olmadı.
Efendimiz, bana
buyurdular ki:
“Bu yemeği annene götür. Yesin ve istediğine dağıtsın!”