"Kalpler ancak zikrullah ile mutmain olur...”
09/11/2021 Salı Köşe yazarı V.T
“Bunlar, îmân
edenlerdir, Allahü teâlânın zikriyle gönülleri huzûr ve sükûna
kavuşanlardır..."
Muhammed bin Osman
Dimyâtî hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh ve tefsîr âlimlerindendir. 852 (m. 1448)
senesinde Mısır’da Dimyat’ın Atıyye kasabasında doğdu. Kaynaklarda ölüm târihi
ve yeri bildirilmemektedir. Küçük yaşta iken Kâhire’ye gelip büyük âlimlerin
derslerinde bulundu. Sonra talebe yetiştirdi. Buyurdu ki:
Allahü teâlâ, Bekâra
sûresi 207. âyet-i kerîmede meâlen; “İnsanlardan bir kısmı da vardır ki,
Allahü teâlânın rızâsını isteyerek nefsini Allahü teâlâya ibâdet yolunda sarf eder.
Allahü teâlâ kullarına çok merhamet edicidir” buyurdu.
Aynı sûrenin 216.
âyet-i kerîmesinde meâlen; “Ey müminler! (insan tabiatı icâbı) Hoşunuza
gitmediği hâlde, din düşmanları ile savaşmak üzerinize farz kılındı. Olur ki,
bir şey hoşunuza gitmezken, sizin için o hayırlı olur ve bir şeyi de sevdiğiniz
hâlde o, hakkınızda şer olur. Allahü teâlâ bilir, siz
bilemezsiniz” buyuruldu.
Nisa sûresi 95. âyet-i
kerîmede meâlen; “Mallarını, canlarını feda ederek din düşmanları ile,
Allahü teâlânın rızâsı için cihâd, muharebe eden Müslümanlar, oturup, kapanıp
ibâdet edenlerden daha üstündür. Hepsine de Cenneti söz
veriyorum” buyuruldu.
Allahü teâlâ, Tevbe
sûresi 111. âyet-i kerîmede meâlen; “Allah yolunda savaşıp düşmanları
öldüren ve öldürülen müminlerin canlarını ve mallarını, Allahü teâlâ, Cennet
kendilerinin olmak karşılığında satın almıştır” buyurdu.
Âl-i İmrân sûresi 195.
âyet-i kerîmede meâlen; “Dinlerini korumak için hicret edenlerin
yurtlarından çıkarılanların, benim yolumda işkenceye, hakarete, ziyana uğrayanların,
muharebe edenlerin ve öldürülenlerin günâhlarını elbette örteceğim. Onları
altından nehirler akan Cennetlere koyacağım” buyuruldu.
Allahü teâlâ, Bekâra sûresi 152. âyet-i kerîmede meâlen; “Beni tâatle zikredin ki, ben de sizi mağfiretle yâd edeyim. Tâatle nimetlerime şükredin ve ma’siyetle küfrân etmeyin”, Âl-i İmrân sûresi 191. âyet-i kerîmede meâlen; “Akl-ı kâmil sahibleri Allahü teâlâyı ayakta, otururken ve yatarken (yani dâima) zikrederler”, Ra’d sûresi 28. âyet-i kerîmede meâlen; “Bunlar, îmân edenlerdir, Allahü teâlânın zikriyle gönülleri huzûr ve sükûna kavuşanlardır. Haberiniz olsun ki, kalpler ancak zikrullah ile mutmain olur”, Ahzâb sûresi 41. âyet-i kerîmede meâlen; “Ey îmân edenler! Allahü teâlâyı (diliniz ve kalbinizle türlü tesbihler yaparak) çok zikredin” buyuruldu.