"Rabbimiz, bizden azâbı kaldır..."
09/11/2023 Perşembe Köşe yazarı V.T
"İşte yalanladığınız
ateştir. Bu bir sihir mi? Yoksa siz görmüyor musunuz!"
Ebü'l-Mekârim bin İdris hazretleri büyük velîlerdendir. Irak'ta
En-Nehr-ul-Hâlis adlı yerde yaşadı. Doğum ve vefât târihleri bilinmemektedir.
Evliyânın büyüklerinden Ali bin Heytî hazretlerinin terbiyesinde yetişti.
Nehr-i Hâlis beldesindeki talebelerin yetiştirilme vazîfesi kendisine verildi.
Ebû Muhammed bin İdris anlatır: "Ebü'l-Mekârim hazretleri
bir gün sevdiklerine Cehennem'i ve orada yapılacak azâbı anlatıyordu. Herkes
korkmaya ve ağlamaya başladı. Lâkin orada yabancı birisi vardı. O bu
anlatılanlardan hiç etkilenmedi ve kendi kendine; 'Bu korkutmaktır. Yoksa
gerçekten kimseyi yakacak bir ateş değildir' diye mırıldandı. Mekârim
hazretleri onun bu inkârını anlayıp ona Kur'ân-ı kerîmdeki meâlen; (Yemin olsun
ki, onlara Rabbinin azâbından bir nefha esinti dokunsa, elbette derler ki: Vay
hâlimize biz hakikaten zâlimlerden olmuşuz.) [Enbiyâ sûresi: 46] âyet-i
kerîmesini okudular ve sükût ettiler. Onların susmasıyla oradakilerin hepsi
sustu. Bu sırada inkârcının renginin solduğu ve titremeye başladığı görüldü.
Sonra da; 'İmdâd, imdât!' diye bağırmaya başladı. Bu sırada adamın burnundan
etrâfa fenâ kokulu bir duman çıktı. Mekârim hazretleri tekrar Kur'ân-ı kerîmde
meâlen; (Rabbimiz bizden azâbı kaldır. Şüphe yok ki biz müminleriz) [Duhân
sûresi: 12] âyet-i kerîmesini okudu. Bunun üzerine adam sükûnete kavuştu. Korku
ve endişesi kalmadı. Sonra ayağa kalkıp Mekârim hazretlerinin ayaklarına
kapandı. Îmân etti. Biraz önce karşılaştığı durumunu anlattı ve; 'Ben
anlatılanları inkâr edince, içimde ateşten bir kıvılcımın kalbime doğru hızla
yaklaştığını hissettim. İçim dumanla dolmuştu. Boğulacak gibi oldum. O sırada;
(İşte yalanladığınız ateştir. Bu bir sihir mi? Yoksa siz görmüyor musunuz)
meâlindeki (Tûr sûresi: 14) kelâmı işittim. İşin hakikatını anladım.
Ebü'l-Mekârim hazretlerinin sözleriyle kalbim açıldı ve şimdi îmân etmekle
şereflendim' dedi."
Ebü'l-Hasan Cesûkî hazretleri anlatır: "Bir zaman
Ebü'l-Mekârim hazretlerinin yanındaydım. Allahü teâlâya olan sevgi ve
muhabbetten konuştular. Bir ara; 'Kalbi, Allahü teâlânın aşkıyla yanan
âşıkların nûru gizlense, her yer karanlık olur' buyurdu. Birden mesciddeki
bütün kandiller sönüverdi. Herkes karanlıkta kaldı. Mekârim hazretleri bir
müddet sessizce beklediler. Sonra; 'Âşıkların nûru ortaya çıkınca, bütün
kandiller pırıl pırıl yanar' buyurdu. Birden kandiller yanıverdi. Mescidin
içi ışıkla dolmuştu."