Kölesi, annesiymiş meğer!..
10/01/2020 Cuma Köşe yazarı A.U
Tâbiînin meşhûrlarından Ubeyde bin Muhâcir hazretleri
"rahmetullahi aleyh", köleleri satın alır, sonra da âzad ederdi.
Bir gün, bir köle satın aldı.
Rum asıllı ihtiyâr bir kadındı.
Âdeti üzere onu âzâd etti.
Kadıncağız;
"Kimim kimsem yok, nereye gideyim, nerede barınayım,
bilmiyorum" dedi.
Bunun üzerine;
"Öyleyse bizde kal" dedi.
Ve evinde misâfir etti kadıncağızı.
Ona bazı şeyler sordu.
Zaman sonra, bu kadının "kendi annesi" olduğunu
anladı...
● ● ●
Bir gün de Azerbaycan'a gitmişti.
Gecelemek üzere nehir kenârında bir yere çekildi.
Kendisi şöyle anlatıyor:
-Bir ara, devâmlı Allahü teâlâya hamd eden birinin sesini işittim.
Sesin geldiği yere yaklaştım.
Çukur içinde birini gördüm.
Bir hasıra sarılmıştı.
Ona sordum ki:
"Burada ne yapıyorsun?
"Rabbime hamd ediyorum”
“Niçin hamd ediyorsun?”
Dedi ki:
"O, beni yarattı, bana düzgün âzâlar verdi, Müslüman olmakla
şereflendirdi, sıhhat âfiyet verdi, ayıplarımı ve günahlarımı örtüyor, yüzüme
vurmuyor. Bundan daha büyük nîmet olur mu?"
Dedim ki:
"Haydi bize gidelim."
Ama kabul etmedi.
Onun, o hâlde iken bile hâlinden memnun olup şikâyet etmemesi, beni çok
duygulandırdı...