Ehl-i sünnet i’tikâdının umdeleri -1-
10/01/2022 Pazartesi Köşe yazarı R.A
Allahü teâlâyı
müminler Cennette, cihetsiz olarak ve karşısında bulunmayarak ve nasıl olduğu
anlaşılmayarak ve ihâtasız, yâni şekli olmayarak göreceklerdir.
Geçen hafta pazartesi
ve salı günkü makâlelerimizde, Ehl-i Sünnet itikâdının öneminden bahsetmiş ve
bazı umdelerini yazmış, bu hafta konumuza devâm edeceğimizi de bildirmiştik.
Allahü teâlâyı
müminler Cennette, cihetsiz olarak ve karşısında bulunmayarak ve nasıl olduğu
anlaşılmayarak ve ihâtasız, yâni şekli olmayarak göreceklerdir. Nasıl
görüleceği düşünülemez. Çünkü O’nu görmeyi akıl anlayamaz. Allahü teâlâ,
dünyâda görülemez. Bu dünyâ ve insanın bu dünyâdaki yapısı, O’nu görmeye
elverişli değildir. Mûsâ aleyhisselâm Peygamber olduğu hâlde, bu dünyâda
göremedi. Peygamberimiz Mi’râc gecesinde gördüyse de, bu dünyâda değildi.
Dünyâdan çıktı, âhirete karıştı; Cennet’e girdi ve orada gördü.
Allahü teâlâ,
insanları yarattığı gibi insanların işlerini de yaratıyor. İyi ve kötü işlerin
hepsi O’nun takdîri, dilemesi iledir. Fakat iyi işlerden râzıdır, kötü işlerden
râzı değildir. İnsanın yaptığı işe, kendi kuvveti de te’sîr eder. Bu te’sîre “kesb” denir.
Melekler, Allahü
teâlânın kıymetli kullarıdırlar. Allahü teâlânın emirlerine isyân etmeleri câiz
değildir. Emrolunduklarını yaparlar. Erkekleri, dişileri ve evlenmeleri yoktur.
Peygamberler
(aleyhimüs-selâm), Allahü teâlâ tarafından seçilmiş, gönderilmiş insanlardır.
Onların Allahü teâlâdan getirdikleri her haber doğrudur, yanlışlık yoktur.
Peygamber Efendimizin
mi’râcı; uyanık iken, kalp, rûh ve beden ile birlikte olmuştur, haktır.
Kabir azâbı, kabrin
sıkması, kabirde “Münker” ve “Nekîr” denilen
meleklerin soru sormaları, kıyâmette her şeyin yok olacağı, göklerin
yarılacağı, yıldızların yollarından çıkıp dağılacakları, yer küresinin,
dağların parçalanması ve herkesin mezârdan çıkması, mahşer yerinde toplanması,
yâni rûhların cesetlere girmeleri, kıyâmet gününün zelzelesi, o günün dehşeti,
korkusu ve kıyâmette suâl ve hesap, iyiliklerin ve günâhların âhirete mahsûs
bir terâziyle tartılması, Cehennem üzerinde “Sırât Köprüsü”nün
bulunması vardır. Bunların hepsi olacaktır. Peygamber Efendimiz, kıyâmet
alâmetlerinden her ne haber verdiyse, hepsi doğrudur, yanlışlık olamaz.
Yine Ehl-i
sünnet i’tikâdından, önemli olanlardan bazıları da şunlardır:
1- Âmentü’deki altı
esâsa inanmak. [Hayrın, şerrin ve her şeyin Allah’tan olduğuna inanmak. İnsanda
irâde-i cüz’iyye vardır. İşlediği günâhlardan mes’ûldür.]
2- Amel, îmândan parça
değildir. Ya’nî ibâdet etmeyen veya günâh işleyen mü’mine kâfir denmez. [Bazı
fırkalar, “amel îmânın parçasıdır, namaz kılmayan ve harâm işleyen kâfirdir”
derler.]
3- Îmân ya vardır ya
yoktur, artıp eksilmez. [Parlaklığı artıp eksilir.]
4- Kur’ân-ı kerîm
mahlûk [yaratık] değildir.
5- Allah mekândan
münezzehtir. [“Allah gökte veya Arşta” demek dînen tehlikelidir. Ehl-i sünnet
âlimleri, böyle bir i’tikâdın küfür olacağını yazmaktadırlar.]
6- Ehl-i kıble tekfîr
edilmez. [Bazı bozuk fırkalar, kendilerinden başka herkese kâfir derler.]
[İnşâallah yarın da, yine bu konudan bahsedelim.]