Hazret-i Ebû Bekir'in hizmetleri
10/04/2019 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
Ebû Bekr-i Sıddîk, büyük tüccâr olup,
kazandığı bütün malını, evini, barkını Resûlullah uğruna
verdi. Müslümânların birinci halifesi, ilk İslâm devlet başkanıdır...
İslâmın vartalı dönemleri -1-
İslâmın ilk büyük müceddidi Ebû Bekr-i
Sıddîk’dır “radıyallahü anh”. Önce îmâna gelen odur. Büyük tüccâr olup,
kazandığı bütün malını, evini, barkını Resûlullah uğruna verdi. Gençlikte de
arkadaş idiler. Müslümânların birinci halifesi, ilk İslâm devlet başkanı oldu.
Hicretin onikinci yılında halîfe olduğunda, İslâmın bütün hükümlerinin aynen
uygulanmasına cesaretle devam etti. Hiçbir değişikliğe taviz vermedi. Yalancı
peygamberlere aldanıp dinden ayrılan mürtedlerle, zekât vermek istemeyenlerle
harp etti. Daha önce bir araya toplanmamış, dağınık hâlde bulunan
Kur’ân-ı kerîm nüshalarını toplatıp, bir kitap hâline getirdi. İslâmın
hiç değiştirilmeden ve bozulmadan devam etmesine çok ehemmiyet verdi.
İslâmın en büyük vartalı dönemi, Onun halife seçilmesiyle hemen
başlamıştı. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” âhireti teşrîf
edince, Mekke’den ve Medîne’den ve Tâif’ten başka, bütün Arabistân ahalisi
mürted oldu. Bedevîler arasında İslâmiyetten ayrılma tehlikesi ortaya çıktı.
Mürtedler çoğaldı. Her tarafı dehşet bürüdü. Yemen’deki ve başka yerlerdeki
memurlar geri gelmeye, kara haberler getirmeye başladılar. Müslümanlar ne
yapacaklarını şaşırdılar. Mürtedlerin sayısı yanında Müslümanlar pek az idi.
Fakat Resûlullah’ın halîfesi, zamân-ı saâdetteki gelişmeyi hiç değiştirmemeye
ve Resûlullah’ın niyetlerini yerine getirmeye kararlı idi.
Hazret-i Ebû Bekir halîfe seçilince, Resûl-i ekrem’in mübarek
eliyle bayrağını verdiği Hazret-i Üsâme’nin ordusunu Şam’a hemen hareket
ettirdi. Muhacirler ve Ensâr, bu kuvvetin Şam’a gönderilmemesini istiyorlardı.
Çünkü, bir taraftan Yahûdi ve Hristiyanlar, diğer taraftan mürted ve münafıklar
dîne saldırıyorlardı. “Bu kadar kuvveti kendimizden uzak tutarsak hâlimiz ne
olur!” diyorlardı. Hazret-i Ebû Bekir “Kuvvetimiz olmadığını, her tarafın boş olduğunu görerek,
kurtlar gelip çoluk çocuğumuzu çekip götürmeye kalkışsalar, Resûl-i ekrem’in
mübarek eliyle bayrağını verdiği Üsâme’nin ordusunu Şam’a yine
göndereceğim” buyurup, hemen hareket ettirdi. İslâm
düşmanları bu hareketi görüp korktular. “Müslümanlar kuvvetli olmasaydı, bu
kadar kuvveti uzağa göndermezlerdi” dediler.
Bundan sonra her tarafa birlikler gönderdi. Medine’ye hücuma
hazırlanan düşman üzerine, gece şiddetli bir baskın yaparak, sabaha kadar
savaştı. Hepsini dağıttı. Yanındaki askerlerle birlikte, uzaktaki mürtedlerle
muharebeye gitmek üzere devesine bindiğinde, Hazret-i Ali kendisini zorlukla
vazgeçirmişti. Halîfe, önce Medîne'ye yakın dört kabîle üzerine yürüyüp,
bunları itâate getirdi. Sonra, on bir kabîleye bölükler gönderdi. Bunlardan
Hazret-i İkrime emrindeki asker, Yemâme’de, yalancı peygamber Müseyleme’nin
kırk bin askerine karşı gelemedi. Halîfe, Hâlid bin Velîd’i imdâda gönderdi.
Hazret-i Hâlid, yalancı peygamberlerden Talîha ve Sücâh ile Mâlik bin Nüveyreyi
perîşan edip Medîne'ye dönmüştü. Yemâme'de de büyük zafer kazandı. Yirmi bin
mürted öldürüldü. İki bine yakın Müslüman şehîd oldu.
Umman, Bahreyn, Irak, Suriye ve Filistin ile Ecnadeyn ve
Yermük’te kazanılan büyük zaferler, halîfenin cesâreti, dehâsı ve güzel
idâresi ve bereketi ile oldu. Yermük Savaşı yapılırken, halîfe Medîne’de 634
senesinde vefât etti.