Ruh, madde değildir ve Allah'ın izni ile iş yapar
10/05/2019 Cuma Köşe yazarı V.T
Bu dünyada, göremediğimiz çok şey var
ki, insan gücünün yetişemediği işleri yapmaktadırlar.
Muhyiddîn Acemî Efendi Osmanlılar
zamanında yetişen âlimlerindendir. Sultan İkinci Bâyezîd devrinde yaşamış ve
Edirne’de vefât etmiştir. Molla Gürânî’den aklî ve naklî ilimleri tahsil edip,
ilmî olgunluğa sahip olduktan sonra, bazı medreselerde müderris olarak vazîfe
yaptı. Daha sonra Sahn-ı semân medreselerinden birisine müderris olarak tayin
olundu. Bir dersinde buyurdu ki:
Ruh, madde değildir. Bunun için,
melekler gibi, Allahü teâlânın emri ve izni ile, dünyada iş yaparlar.
Meleklerin, Allahü teâlânın izni ile, bu dünyada, iş yaptıkları, yok ettikleri,
diriltmek, öldürmek gibi işlerin yapılmasına vâsıta oldukları, Kur'ân-ı kerimin
çeşidli yerlerinde bildirilmiştir. Cin ve şeytanlar da, güç şeyleri kolayca
yapıyorlar. Süleymân aleyhisselâma, cinnin hizmetlerini Kur'ân-ı kerim haber
veriyor. Meselâ Sebe sûresinin onüçüncü âyetinde meâlen, (Cin,
Onun her istediğini, kal'a, resim, büyük kazanlar ve yerinden kaldırılamayan
çanaklar yaparlardı) buyuruyor.
Cin, melekler ve ruhlar kadar olgun ve
kuvvetli olmadığı hâlde, büyük işler yapıyor. Bu dünyada, göremediğimiz çok şey
var ki, insan gücünün yetişemediği işleri yapmaktadırlar. Meselâ, çok hafîf
olan ve göremediğimiz hava, fırtına, kasırga şeklinde eserek, ağaçları
devirmekte, binâları yıkmaktadır... Nazar değmesi, sihir yâni büyü ve
benzerleri kuvvetleri göremiyoruz. Hâlbuki, korkunç tesirlerini işitmeyen
yoktur... Bütün bunların yaptıklarının yapıcısı, hiç şüphesiz, Allahü teâlâdır.
Bunlar, Allahü teâlânın yapmasına, yaratmasına sebep oldukları için, bunlar
yaptı sanıyoruz ve bunlar yaptı diyoruz. Bunların yaptığını söylemek, küfür,
şirk olmuyor da, evliyânın ruhları yapıyor demek niçin şirk olsun? Onlar,
Allahü teâlânın izin vermesi ile ve yaratması ile yaptıkları gibi, evliyânın
ruhları da, Allahü teâlânın izin vermesi ile ve yaratması ile yapmaktadır.
Onların yaptıklarını söylemek de, şirk olur denirse, Kur'ân-ı kerime karşı
gelinmiş olur.
Bu kimse, (Cinnin, şeytanların ve
havanın ve sihrin tesîr ettiklerini, Kur'ân-ı kerim haber veriyor. Bunun için,
onlar yapıyor demek câiz olur. Evliyânın ruhlarının bir şey yaptıklarını
Kur'ân-ı kerim bildirmediği için, ruhlardan bir şey istemek şirk olur)
derse, (En-nâzi'ât) sûresinin beşinci âyet-i kerimesini
unuttun mu deriz?..