"Allahü teala dilediğini temize çıkarır..."
10/05/2024 Cuma Köşe yazarı V.T
Nefsin tezkiyesi, temizlenmesi ancak Allah’a sığınmak ve O’ndan yardım istemekle mümkündür.
Ebü’l-Feth Rükneddîn hazretleri Hindistan'ın meşhur
velîlerindendir. Mültan’da doğdu. Dedesi Şeyhülislâm Behâüddîn Zekeriyyâ ve
babası Şeyh Sadreddîn’den ilim ve feyiz aldı. Kutbüddîn Bahtiyâr Kâkî,
Nizâmüddîn Evliyâ ve Ferîdüddîn Şeker Genc gibi büyüklerle sohbet etti.
Şihâbüddîn Sühreverdî hazretlerinin yolunda dîn-i İslâma hizmet ile meşgûl oldu.
1320 (H.720) yılından sonra Mültan’da vefât etti.
Bu mübarek zat, Mecma’ul-Ahbâr adlı eserdeki bir
mektubunda buyurdu ki:
“O azîz, kesin olarak bilmelidir ki, insan iki
şeyden ibârettir. Sûret ve sıfat. Hüküm sıfata göredir, sûrete göre değil. Ama
sıfatın hükmü, hakîkat üzere, ancak âhirette görünür. Çünkü orada her şeyin
hakîkatı zâhir olur. Bu sûret gidicidir ve herkes kendi sıfatına uygun şekilde
haşrolunur. Nitekim Bel’am-ı Bâurâ, o kadar tâatiyle birlikte, köpek sûretinde
haşrolunacaktır. A’râf sûresi 176. âyet-i kerîmede meâlen; “Onun hâli
köpeğe benzer” buyuruldu. Bunun gibi zulmeden, başkasının malına,
canına tecâvüz eden, kendini kurt sûretinde; kibirli olan, kaplan sûretinde;
bahîl ve harîs olan da, kendini domuz şeklinde bulacaktır. Kâf sûresi 22.
âyet-i kerîmede meâlen; (Şimdi senin perdeni açtık! Artık bugün gözün
keskindir) buyurulması, bunu gösterir.
İnsan, bu kötü sıfatlardan temizlenmedikçe, hayvanlar
sırasında yer almaktadır. A’râf sûresi 179. âyet-i kerîmede meâlen; (İşte
onlar, hayvanlar gibidir; doğrusu daha sapık ve aşağıdırlar) buyruldu.
Nefsin tezkiyesi, temizlenmesi ise,
ancak Allah’a sığınmak ve O’ndan yardım istemekle mümkündür. Yûsuf sûresi 53.
âyet-i kerîmesinde meâlen; (Ben nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefs,
gerçekten kötülüğü şiddetle emreder. Ancak Rabbimin koruduğu nefs müstesnâdır.
Çünkü Rabbim Gafûrdur, Rahîmdir” buyuruldu. Hakk'ın ihsânı ve yardımı
olmadıkça, nefs tezkiye olmaz. Nûr sûresi 21. âyet-i kerîmede meâlen; (Eğer
üzerinize Allah’ın ihsânı ve rahmeti olmasaydı, içinizden hiçbiri
ebediyyen (günah kirinden) temize çıkamazdı. Fakat Allah
dilediğini temize çıkarır) buyruldu. Bu ihsân ve rahmetin alâmeti,
ayıplarının kendine gösterilmesidir. Bütün kâinâtın yanında yok hükmünde olduğu
ilâhî azametin nûrundan bir şuâ onun kalbinde parlasa; bütün dünyâ
büyüklükleri, onun nazarında toprak hükmünde olur. Kalbinde dünyâ ehlinin
kıymeti kalmaz.