Sen, Îsâ Nebî misin?
10/08/2020 Pazartesi Köşe yazarı A.U
Mekke-i Mükerreme'de medfun bulunan Muhammed Can hazretleri,
bir gün şu hâdiseyi anlattı:
Îsâ aleyhisselâm bir yoldan giderken, ağaç altında oturmuş, harâretle duâ
eden birine rastladı.
Adamcağız;
“Yâ Rabbî, zenginlere vermediğin nîmetleri bana verdin. Sana sonsuz
şükürler olsun” diyordu.
Îsâ Peygamber baktı.
Adamın iki gözü de kördü.
Ayrıca kötürüm ve baraslı idi.
Ona sordu ki:
“Sen hangi nîmete şükrediyorsun?”
Adamcağız;
“Kalbim, Allahü teâlânın sevgisiyle dolu, (para) sevgisi ile değil. Dilim
de Allahü teâlâyı zikrediyor, (parayı) değil, yetmez mi?” dedi
Bu, Îsâ Nebî’nin çok hoşuna gitti.
Eğilip, iki kaşının arasından öptü.
O anda iki gözü de açıldı adamın.
Îsâ aleyhisselâma baktı.
Ve merakla sordu ki:
“Sen Îsâ Nebî misin?”
“Evet, ben Îsâ'yım.”
“Seni bana gösteren Rabbime şükürler olsun” dedi.
Îsâ Nebî, onun elinden tutup;
“Haydi, ayağa kalk!” buyurdu.
Adam fırlayıp kalktı.
Turp gibi olmuştu.
Secdeye varıp;
“Yâ Rabbî! Ben kör ve kötürümken bu âzâlarla günah işlemekten uzaktım,
şimdi bunları ihsân ettin, beni günah işlemekten yine sen koru!” diye yalvardı
Îsâ Nebî de;
"Âmin” dedi.
Ve yoluna devam etti.