"Sen Allah katında kendini temize çıkardın"
10/09/2021 Cuma Köşe yazarı A.D
Kanuni, vefat etmeden
önce yanındakilere bir vasiyette bulundu. Şahsına ait özel bir sandığın kabrine
konulmasını istiyordu...
Avrupalıların, "Büyük
Türk" ve "Muhteşem Süleyman" lakaplarını
verdiği, Kanuni Sultan Süleyman, İslam halifelerinin yetmiş beşincisi ve
Osmanlı padişahlarının onuncusudur. Yavuz Sultan Selim Han'ın oğlu, İkinci
Selim Han'ın babasıdır. 1494 senesinde doğup, 1566'da vefat etti.
Süleymaniye Camii yanındaki türbededir. (İkinci Süleyman ve ikinci Ahmed han da
bu türbededirler.)
Kanuni Sultan
Süleyman, padişah olunca önce, memleketin iç işlerini düzeltip, Osmanlı
ülkesinde huzur ve sükun temin ettikten sonra, Avrupa seferlerine başladı.
Hayatı, seferden sefere koşarak; insanlığı, hak yola davetle geçti... Son
zamanlarda birtakım hastalıklarla durumu iyi olmayan, ayaklarında nikris
hastalığı bulunan Koca Sultan, zulmün önüne geçmek, ahalinin huzur ve güveni
için, hasta haliyle Osmanlı tarihinin en muhteşem askerî harekâtı kabul
edilen son seferi olan Zigetvar'a gidiyordu... Bazen arabaya,
bazen tahtırevan ile götürülüyordu. Yerleşim merkezlerine girileceği
zaman, ata binerek en muteber psikolojik metodları tatbik ederek ilerliyordu...
Zigetvar Kalesini,
Zerniski Makloş müdafaa etmekteydi. Günlerce süren kuşatmada birçok defa umumi
hücumlar yapıldı. Bu kuşatmadan iyice bunalan Kont Zerniski, eylül başındaki
huruc harekâtında öldürüldü ve kale 7 Eylül'de fethedildi. Ancak Kanuni
6 Eylül gecesi vefat etmişti. Askerin morali bozulmasın diye
haber, ordudan gizli tutuldu...
Kanuni, vefat etmeden
önce yanındakilere bir vasiyette bulundu. Şahsına ait özel küçük bir sandığın
kabrine konulmasını istedi...
Nihayet cenazesi
İstanbul'a getirildi ve defin işlemlerine başlandı. Büyük hükümdarın
cenaze töreninde şüphesiz bütün devlet erkanı hazır idi. Şeyhülislam Ebussuud
Efendi'ye, Sultan Süleyman’ın böyle bir vasiyeti bulunduğu söylendi. Ebussuud
efendi;
-Zinhar! Böyle bir
vasiyeti yerine getirmeyesiz, din-i mübine uymaz, dedi.
Bu vasiyet, yerine getirilmedi. Ancak herkes merak içindeydi: Dünyanın en büyük
hükümdarının mezarına konmasını istediği şey neydi?..
Evet, evet bu sandık
mutlaka açılmalıydı!.. Nitekim de öyle yapıldı. Açıldığında içi,
Kanuni'nin yapacağı işlerin, vereceği kararların dine uygun olup olmadığı
hakkında Şeyhülislamdan aldığı fetvalarla dolu idi. Bunun üzerine Ebussuud
Efendi, gözyaşları içinde şunları söyledi:
-Hey büyük Sultan! Sen Allah katında kendini temize çıkardın, mesuliyeti bize yıktın! Biz, bunun altından nasıl kalkacağız bakalım?..