"Selman bizdendir, Ehl-i beyttendir..."

10/12/2022 Cumartesi Köşe yazarı A.D

Eshab-ı kiramın büyüklerinden ve meşhurlarından olan Selman-ı Farisi hazretleri "Silsile-i aliyye"nin ikinci halkasıdır...

 

Selman-ı Farisi hazretleri "radıyallahü anh" İsfehânlı idi. Mecûsî idi. İrân'da iken kiliseye girip Hıristiyan oldu. Oradan da Anadolu'ya kaçtı... Şam'a geldi. Oradayken bir papazdan âhir zamân Peygamberinin (sallallahü alayhi ve sellem) çıkacağını işitti. Oradan Medîne'ye gelerek, evvelce işitmiş olduğu alâmetleri gördü. Hemen îmân etti ve Eshab-ı kiramın büyüklerinden ve meşhurlarından oldu. İnsanları Hakka davet eden, doğru yolu göstererek saadete kavuşturan ve kendilerine Silsile-i aliyye denilen büyük âlim ve velilerin ikinci halkasıdır...

Selman-ı Farisi hazretleri, bütün gazalara katıldı. Medine'de müşriklere karşı nasıl bir savunma yapılması gerektiği istişare ediliyordu. Resulullaha hendek kazmak suretiyle savunma yapmayı söyledi. Onun bu teklifi kabul edilip, hendek kazıldı. Bu sebeple bu savaşa, "Hendek Savaşı" denildi.

Selman-ı Farisi hazretleri Eshab-ı Suffe denilen ve Peygamber efendimizin bizatihi kendilerini ilim öğrenmekle vazifeli kıldıkları kimselerdendi. Bazı geceler Resulullahın huzurunda bulunarak baş başa saatlerce sohbetinde kalırdı...

Resulullaha sıdk ve muhabbeti sebebiyle Eshab-ı kiramın seçkinleri arasına Resulullah tarafından dâhil edildi. Muhacirlerle Ensar arasında, Muhacirlerden mi yoksa Ensardan mı meselesinde ihtilaf çıkınca Peygamber efendimiz, "Selman bizdendir, Ehl-i beyttendir" buyurdu...

Hazret-i Ebu Bekir devrinde Medine'den ve Hazret-i Ebu Bekir'in sohbetinden bir an ayrılmayan Hazret-i Selman, Hazret-i Ömer zamanında İran'ın fethine katılmıştır. İranlılar savaşlarında fil kullanıyorlardı. Müslümanlar o zamana kadar fil görmedikleri için çok şaşırdılar. Hazret-i Selman fillerle nasıl çarpışılacağını ve nasıl öldürüleceğini İslam askerlerine gösterdi... İran'ın Medayin şehri alınınca onu Hazret-i Ömer şehre vali tayin etti. İlmi, basireti vazifesindeki adaleti ve nezaketi ile Medayin halkı tarafından çok sevilip sayıldı. Böylece İslamiyet orada süratle yayıldı...

Çok sade bir hayat yaşayan Selman-ı Farisi hazretleri, Hazret-i Osman devrinde hastalandı. Bu hastalığı neticesinde ikiyüzelli yaşında Medâyin'de vefât etti. 

Hanımı son anlarını şöyle anlattı:
Vefatına yakın bana "Evde biraz misk olacak, onu suya koy ve başımın etrafına saç, insan ve cin olmayan kimseler (melekler) yanıma geleceklerdir" dedi. Söylediği gibi yaptım. Dışarı çıktım. Odadan, "Esselamü aleyke, ey Allah’ın velisi ve Resulullahın arkadaşı" diyen bir ses duydum, içeri girdiğimde ruhunu teslim etmişti. Yatağında uyuyor gibiydi...

Allahü teala şefaatlerine nâil eylesin. Âmin...