Bereket bahşeden bir aydan ayrıldık..
11/04/2024 Perşembe Köşe yazarı S.A
Değeri ölçülemeyen bir aydan ayrıldık. Bir daha kavuşabilir miyiz,
kavuşamaz mıyız belli değildir...
Maddi ve manevi nihayetsiz huzur ve bereket bahşeden
ve değeri ölçülemeyen bir aydan ayrıldık. Bir daha kavuşabilir miyiz, kavuşamaz
mıyız belli değildir...
Her geçen gün, bizi ölüme bir adım daha yaklaştırıyor.
İnsanoğlu dünyaya geldiği günden itibaren her an ölüme doğru ilerliyor. Ondan
kaçış mümkün değildir. Bir yerden kaçmaya çalışan kişi gittikçe ondan
uzaklaşır. Ölüm hariç ondan ne kadar kaçarsak, ona doğru koştuğumuzu bir gün
çok iyi anlayacağız...
Ölümü hatırlayan, ona hazırlanır. Kabre
girmeden kabrini genişletir, nurlandırır.
Ölümü hatırlayan, zengin ise mağrur olmaz,
şımarmaz, insanlara yukarıdan bakmaz. Gücü yettiği kadar herkese iyilik
yapar. Fakir ise çok üzülmez. Sıkıntıların, hastalıkların biteceğini ve rahata
kavuşacağını düşünür.
Ölümü hatırlayan, tövbesini geciktirmez. Ölümün
genç, ihtiyar ayırımı yapmadığını bilir. Ne zaman, nerede, nasıl geleceği belli
değildir. Bazı insanlar, "Şu yaşıma gelsem tövbe edeceğim, hacca
gideceğim, günahlardan sakınacağım" diyor. Hâlbuki yarına çıkacağı belli
değildir. Kendisini, saracak kefeni dokunmuş olabilir! Zavallının haberi
yoktur.
Ölümü hatırlayan ibadetlerini zevkle yapar.
Onunla kabre girecek olan yalnız onun amelidir. Güzel bir hayat yaşamış ise
güzel yüzlü bir insan suretinde yanına gelir, kendini tanıtır. Kıyamete kadar
seni yalnız bırakmam diye sahibini yalnızlıktan kurtarır. Kötü bir hayat
yaşayan adamın ise ameli korkunç bir canavar şeklinde gelir, kıyamete kadar ona
sıkıntı ve azap çektirir.,
Bir insan ne kadar çok sevilirse sevilsin, hiç kimse
onunla birlikte kabre girmez. Ameli ile baş başa kalır.
Ölümü hatırlayan, merhametli olur. Bütün
canlılara acır, onlara yardım eder. Bir gün Hazreti Aişe validemize
(raddıyallahü anha) bir hanım gelir. Kalbinin katılığından şikâyet eder ve çaresini
sorar. O da "Bunun çaresi ölümü çok hatırlamaktır" buyurur. Bir zaman
sonra aynı hanım gelir teşekkür eder, arzusuna kavuştuğunu arz eder.
Ölümü hatırlayan, kanaât sahibi olur. Fakirlikten
kurtulur. Kanaât sahibi olmayanın gözü doymaz. Daima muhtaçtır, gözünü toprak
doyurur ancak. "Altından ağacın olsa gümüşten yaprak/Akıbet gözünü
doyurur bir avuç toprak"demişlerdir...
Sevineceğimiz ve neşeleneceğimiz
böyle bir günde sizlere ölümden bahsettik! Ne yapalım ki bu da
hayatın bir gerçeği. Akıllı insan zaten ölümü hiç unutmaz ki!..