Her şey insan için yaratıldı...
11/05/2023 Perşembe Köşe yazarı S.A
Huzur içinde yaşayabilmemiz için
yerde ve gökte bulunan bütün varlıklar bize hizmet ediyor, ücret de talep
etmiyorlar!..
Yüce Rabbimiz bizi ve diğer bütün canlıları yaşatmayı dilediği
için bu dünyayı yaşanabilir bir hâlde yarattı... Annemizin rahminde,
bize el, ayak takıldı. Ceninin aklı olsaydı bunları istemeyecekti, çünkü orada
bunlar hiçbir işe yaramazlardı, hatta rahat hareket etmesine engel bile
olurlardı. Fakat biz orada kalmayacaktık, dünyaya gönderilecektik, dünya
hayatında da bunlarsız yapamazdık. Daha dünyaya gelmeden, dünya hayatında rahat
ve huzur içinde hayat sürebilmemiz için ne lazımsa hepsini Rabbimiz yarattı ve
bize ihsan eyledi. Bunların hiçbirini biz talep etmedik, böyle bir şeyi
düşünmedik, düşünebilseydik bile yapmaya gücümüz yetmezdi. Tamamı bizi yaratan
Rabbimizin lütfu ve ihsanıdır. Bunun için ne kadar hamd etsek yine de
azdır...
Rızkımızı daha biz dünyaya gelmeden önce annemizin göğsünde
hazırlamıştır.
Sadi-i Şirazi rahmetullah-ı aleyh buyuruyor
ki: "İnsanlar, rızıklarından niçin endişe ederler o dünyaya gelir
gelmez rızkını hazır bulur."
Yemeden, içmeden yaşamak mümkün olmaz. Havamızı, suyumuzu,
gıdamızı akıl ve hayal edemeyeceğimiz kadar güzellikte kim yaratıyor ve bizlere
ihsan ediyor!..
Güneş elmaya da, bibere de aynen yansıyor, ikisi de kırmızıdır.
Birisini tatlandırıyor, diğerini acılaştırıyor, ikisine de ihtiyacımız vardır.
Bu nefis gıdaları bulamasaydık açlıktan ölmemek için elimize ne geçerse yemek
zorunda kalacaktık...
Huzur içinde yaşayabilmemiz için yerde ve gökte bulunan bütün
varlıklar bize hizmet ediyor, ücret de talep etmiyorlar, grev yaptıkları da
yoktur! Mesela Güneş diyebilir ki: "Ben insanlara binlerce yıl ışık
ve hayat verdim, bana bir teşekkür bile etmediler, ben de artık onlara olan bu
iyiliğimi yapmayacağım, ne hâlleri varsa görsünler!.." O zaman, bizim
de dünyamızın da işi biterdi...
Bu kadar mükemmel ve kusursuz bir şekilde yaratılan ve bize
hizmet eden tabiatı gördükçe, düşündükçe; Rabbimizin kudretini, nelere kadir
olduğunu ve bizi ne kadar çok sevdiğini gözlerimizle görüyor ve hayranlıkla
seyrediyoruz. Böyle tefekkür bizlere Rabbimizi daha güzel tanıtıyor ve
sevdiriyor...
Dünyaya gelmiş ve gelecek bütün insanların nazlı bir misafir
gibi karşılandığına şahit oluyoruz. Bunu düşünen, bu şuurla yaşayan insan çok kıymetlidir.
Henüz dünya hayatında iken cennet hayatını yaşamaya başlar. Cenneti göğsünde
olur, nereye giderse onu da beraberinde götürür...
Ellerimiz ve ayaklarımız olmadan dünyada rahat edemeyeceğimiz
bilindiği için annemizin rahminde bize ihsan edildi. Ahirette de
ebedî saadete kavuşabilmemiz için bize bazı emirler, bazı yasaklar
bildirildi. Verilen emirleri yapar, haramlardan sakınırsak; dünyada rahat bir
ömür geçirdiğimiz gibi ahirette de huzur içinde oluruz...
İbadetlerimizi ihlasla yaparsak; az da olsa kıymetlidir. Başkaları beğensin, takdir etsin diye yapılırsa çok olsa da hiçbir işe yaramaz...