Velîlerin büyüklüğünü din câhili anlayamaz!
11/05/2024 Cumartesi Köşe yazarı V.T
Peygamberlerin ve evliyânın yüksekliklerini ve üstünlüklerini anlamayan kimseler, din câhilleridir.
Eşheb el-Kaysî hazretleri Mâlikî fıkıh âlimidir. 140 (m. 757)’de Kahire'de
doğdu. İmam-ı Mâlik hazretlerinin önde gelen talebelerinden olup, mezhepte
müctehid idi. Bazı ictihadları üstadına uymamaktadır. 204 (m. 820)’de Kahire'de
vefat etti. Buyurdu ki:
İslâm âlimlerinin hepsi diyor ki: “Ölmek, yok olmak değildir. Bir evden bir
eve göç etmek demektir. Peygamberler ve velîler de, İslâmiyeti yaymak için
çalışmışlardır. Hepsi şehîdlik derecesine kavuşmuşlardır. Şehîdlerin diri
oldukları, Kur’ân-ı kerîmde açıkça bildirilmektedir. Böyle olunca, onlardan
tesebbüb, teşeffu’ ve tevessül etmek şaşılacak bir şey midir? Tesebbüb demek,
onları sebep yapmak, yanî Allahü teâlâ katında yardım etmelerini dilemektir.
Tevessül demek, bizim için duâ etmelerini dilemektir. Çünkü onlar, Allahü
teâlânın dünyâda da, âhırette de sevgili kullarıdır. Onların istediklerine
kavuşacaklarını, her dilediklerinin verileceğini, Kur’ân-ı kerîm
bildirmektedir. Böyle olan meyyitlerden, dirilerden beklenen şeyleri bekleyen
bir kimse kötülenebilir mi? Bunlardan beklenen şeyleri, Allahü teâlânın
yaratacağına, Allahtan başka yaratıcı bulunmadığına inanan bir kimsenin
mezardaki peygamberleri, velîleri sebep kılması, vesîle yapması, hiç inkâr
olunabilir mi? Bunları; onlar çürüdü, toprak oldu, yok oldu zannedenler inkâr
eder. İslâmiyeti bilmeyenler ve onların büyüklüğünü, yüksekliğini
anlayamayanlar inanmaz. Peygamberlerin ve evliyânın yüksekliklerini ve
üstünlüklerini anlamayan kimseler, din câhilleridir. İslâmiyeti
anlamamışlardır. Onların câhil dedikleri Müslümanlar, onlardan daha bilgili ve
daha anlayışlıdırlar.
Evliyânın ve peygamberlerin mezârlarına gidip, onların vâsıtası ile, onları
sebep kılarak, Allahü teâlâdan bir şey istemenin ve kıyâmet günü bize şefaat
etmeleri için, kendilerine yalvarmanın caiz olduğu, hadîs-i şerîflerde
bildirilmiştir ve İslâm âlimleri söz birliği ile haber vermişlerdir.
İnsanların en üstünü olan Muhammed aleyhisselâmın hadîs-i şerîflerine ve
O’nun yolunda giden seçilmişlerin, sevilmişlerin kitaplarına inanmak nimetini
bize ihsân eden Allahü teâlâya, hamd ve şükürler olsun! Bu büyük nimeti
Rabbimiz bize ihsân etmeseydi, kendimiz anlayamaz, bulamaz, helak
olurduk."