Vaktimizin ve ömrümüzün kıymetini bilmeliyiz...
11/06/2023 Pazar Köşe yazarı S.K
İnsanın gafleti sebebiyle en çok içine düştüğü hatalardan biri
de zaman israfıdır. Ahireti kazanma yeri dünya hayatıdır. Fakat bir nefes
gibi, bir göz açıp kapamak gibi kısadır. İkinci bir defa kullanma hakkımız
yoktur. Onun için bu kısa ömrü en önemli işlere sarf etmeliyiz. Lüzumsuz,
faydasız ve boş şeylerle zayi etmemeliyiz.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
"İnsanların
kıymetlerini bilmedikleri iki nimet vardır. Biri sağlık, biri de boş
vakittir." [Tirmizi]
"Beş
şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini bilin: Ölüm gelmeden önce hayatın,
hastalık gelmeden önce sağlığın, meşguliyet gelmeden önce boş vaktin,
ihtiyarlık gelmeden önce gençliğin, fakirlik gelmeden önce zenginliğin." [Hakim]
“Bir kimsenin malayani ile,
yani faydasız şeylerle uğraşması, boş vakit geçirmesi, Allahü teâlânın onu
sevmediğine işârettir!” [Mektubat-ı Rabbani].
"Allahü
teâlânın, bir kuluna rahmet etmeyeceğine, ona gazap ve azap edeceğine alamet,
dünyaya ve ahirete faydası olmayan şeylerle meşgul olması, zamanlarını lüzumsuz
şeylerle öldürmesidir. Bir kimsenin ömründen bir saati, Allahü teâlânın
beğenmediği bir şeyde geçerse, ne kadar çok pişman olsa, üzülse
yeridir. Bir kimse kırk yaşını geçtiği hâlde onun hayırlı işleri, yani
sevapları, kötü işlerinden, yâni günahlarından ziyade olmadı ise,
cehenneme hazırlansın." [Eyyühel veled, İmam-ı
Gazali]
Hasan Basri (rahmetullahi aleyh) buyurur ki: "Sizin bugün
parayı sarf ederken gösterdiğiniz hassasiyeti, Eshab-ı kiram (aleyhimürrıdvan)
zamanlarını kullanırken gösterirlerdi."
Sadi Şirazi (rahmetullahi aleyh) de "En zor üç
şey: Sır saklamak, acıları unutmak, zamanı
değerlendirmektir" buyurmaktadır.
İslam âlimleri tasavvufu çeşitli şekillerde tarif etmişlerdir.
Bu tariflerden biri şöyledir: "Tasavvuf, vaktin kıymetini
bilmektir."
Diğer bir tarifi de şöyledir: "Tasavvuf, fuzuli, boş
işleri terk etmektir."
İslam âlimlerinden bir zat bir yere giderken, kahvede oturanları
görünce teessüfle, "Eğer parayla zaman satın almak mümkün olsaydı şu
adamların zamanlarını alır, çalışırdım" buyururdu.
Yine bu büyük zat, "nasıl muvaffak oldunuz?" diye
soranlara "Helekel müsevvifun yani 'Sonra
yaparım diyenler helak oldu' [Berika] hadis-i şerifine uyarak bugünün
işini yarına bırakmadım ve kendi işimi kendim gördüm, yapamadığım işi bir
başkasına havale ettiğim zaman neticesini takip ettim" cevabını verirdi.
Hülasa, bu kısa ömrümüzün kıymetini bilmeliyiz. Vakitlerimizi Allahü tealanın razı olduğu beğendiği şeylerle geçirmeliyiz. Dünya ve ahiretimize faydası olmayan şeylerle meşgul olmamalıyız.