Düşmanlar bizi gözetliyor ve fırsat kolluyorlar!..
11/06/2024 Salı Köşe yazarı V.T
Şeytân, aklımı ve kalbimi karıştırıyor... Kâfir fırsat bulsa öldürür. Münâfık ise bana buğzeder...
Selîm Fetihpûrî hazretleri Hindistan'ın meşhur
velîlerindendir. 1492 (H.897) senesinde Fetihpûr şehrinde doğdu. 1571 (H.979)
senesinde orada vefât etti. Tasavvufta hocası Hâce İbrâhim olup, Çeştiyye
yolunda kemâle erdi.
Zamânın hükümdârı Ekber Şah'ın çocuğu olmuyordu. Selîm
Fetihpûrî hazretlerine gelip, duâ istedi. "Yarın sana bu hususta bir cevap
veririz" buyurdu. Pâdişâh ertesi gün gelince; "Senin üç oğlun
olacak" dedi. Ekber Şah'ın bir oğlu doğdu. Selîm Fetihpûrî hazretleri ona
Selîm ismini koydu ve kendi çocuğu ile süt kardeşi yaptı...
Ekber Şah, doğru yoldan ayrılıp; "Dîn-i
İlâhî" diye sapık bir yol kurdu. Ehl-i sünnet âlimleri sapık fikirlerine
cevap verdi. Sonunda şiddetli bir dizanteri hastalığına yakalanıp öldü. Yerine
oğlu Selîm Cihangîr pâdişâh oldu. Bu pâdişâh, Selîm Fetihpûrî hazretlerinin
ismini koyduğu ve duâ ettiği çocuktu. Babasının kurduğu sapık yolu tamâmen
ortadan kaldırdı. Âlimlere hürmet gösterip, Ehl-i sünnet îtikâdının her yere
yayılmasına vesîle oldu...
Selîm Fetihpûrî hazretleri buyurdu ki:
"On dört düşman beni gözetliyor ve fırsat
kolluyor. Dört tanesine gelince, onlardan biri olan şeytân, bana fitne veriyor,
aklımı ve kalbimi karıştırıyor. Müslüman hased ediyor. Kâfir ise fırsat bulsa
öldürür. Münâfık bana buğzeder... Diğer on taneye gelince, onlar da; Açlık,
susuzluk, sıcak, soğuk, çıplaklık, ihtiyarlık, hastalık, ihtiyaç, ölüm ve
ateştir... İşte bütün bunlarla başa çıkabilmem için, tam silâhlı olmalıyım. En
üstün silâh da takvâdır (haramlardan sakınmaktır)."
"Kalb, her türlü kötü düşüncelerden temizlenip,
niyetler düzeltilip, ihlâs üzere olunduğu zaman büyük günahlar bağışlanır. Kişi
günahlarını terk etmeye azmettiği, yöneldiği zaman, onda mânevî yönde büyük
ilerleme ve gelişmeler olur."
"Dünyânın az bir şeyi, âhiretin çok şeyinden
alıkor. Çünkü insan dünyâ meşgalelerinden âhiretle alâkalanmaya fırsat
bulamaz."
"Cehenneme düşmek korkusu insanlardan hiç eksik
olmaz. Hattâ, gökten seslenen birisi, yeryüzündekilere Cehenneme girmekten
korkmamalarını bile söyleseydi, yine onlar Cehenneme düşmek ve onu görmek korkusundan
kurtulamazlardı."
"Her gün kişinin ilmi ve hevâsı
(arzu ve istekleri) insana gelirler. Onun göğsünde birbiriyle mücâdele ederler.
Eğer o kişinin ilmi hevâsına (kötü arzu ve isteklerine) gâlip gelirse, o gün
onun için kazanç günüdür. Şâyet hevâsı ilmine üstün gelirse, o gün de zarar
günüdür."