Bir kalbi incitmenin günahı!..
11/08/2021 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
Küfürden sonra en
büyük günah, dilimizle kalb kırmak, gönül incitmektir. Kâfirin kalbini
bile kırmak câiz değildir...
Dilimizin âfetleri -6-
Dilimiz ile yaptığımız
hataların en büyüğü, küfre sebep olan bir sözü söylemektir. Küfürden sonra en
büyük günah ise, dilimizle kalb kırmak, gönül incitmektir. Abdullah-ı
Beylânî hazretleri diyor ki; “Dervişlik, yalnız namaz, oruç ve geceleri ibâdet
yapmak değildir. Bunlar, herkesin yapacağı kulluk vazîfeleridir. Asıl
dervişlik, kalb kırmamak, gönül incitmemektir. Çünkü kalb, (Beytullah)’dır.
Allahü teâlâ, (Ben, yerlere ve göklere sığmam, ama mü’min kulumun da
kalbinden çıkmam!) buyuruyor. Onun için kalb, (Beytullah)’dır.
Beytullah, Allah'ın evi demektir. Mademki "hiç çıkmam"
diyor, o hâlde (Kalb), Allahın evidir. Onun için beytullahı kırmamalı, yani
hiçbir kalbi incitmemelidir... Sâlih, hakiki bir Müslümanın en büyük
korkusu, bir başkasının kalbini kırmak, onu incitmektir. Dinini bilen ve
bildiklerine uygun hareket eden sâlih bir Müslüman, ölü gibidir, hiç kimsenin
kalbini kırmaz, incitmez. Zira bir ölünün, diri ile kavga ettiği hiç
görülmemiştir.
Nizâmeddîn Evliyâ
hazretleri diyor ki: “Kalb kırmak, Allahü teâlânın lütfunu incitmektir. Neye
uğrarsa uğrasın, sâlih kimse, asla kimseye kötü söylememeli ve lânet
etmemelidir. insanların kabahatlerini açıklamamalıdır.”
Haksız yere bir kalbi
incitmek, senelerce yapılan ibâdet ve zikir sevabının hepsini alıp götürür.
İslâmiyet öyle bir dindir ki, kâfirin dahi kalbini kırmayı yasaklamıştır.
Nerede kaldı ki, Allahü teâlâya ve Onun Peygamberine inanan, Allah diyen bir
Müslümanın kalbi kırılsın. Zira bir müminin kalbini kırmak, çok büyük günahtır,
haramdır.
Peygamber Efendimiz,
bir gün mübârek elleri ile Kâbe’yi göstererek; (Ey Kâbe! Sen Allahın
evisin. Sen mübâreksin. Fakat bir Müslüman, bir müminin kalbini kırsa 70 defa
seni yıkmaktan daha büyük günaha girer) buyurdular. İyi olsun, kötü
olsun hiçbir insanın kalbini incitmemelidir.
Allah dostlarından
büyük velî İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki: “Kalb,
Allahü teâlânın komşusudur. Allahü teâlâya kalbin yakın olduğu kadar hiçbir şey
yakın değildir. Mümin olsun, âsi olsun, hiçbir insanın kalbini incitmemelidir.
Çünkü, âsi olan komşuyu da korumak lazımdır. Sakınınız, sakınınız, kalb
kırmaktan pek sakınınız! Allahü teâlâyı en ziyade inciten küfürden sonra, kalb
kırmak gibi büyük günah yoktur. Çünkü, Allahü teâlâya ulaşan şeylerin en yakın
olanı kalbdir. İnsanların hepsi, Allahü teâlânın köleleridir. Herhangi bir
kimsenin kölesi dövülür, incitilirse, onun efendisi elbette gücenir. Her şeyin
biricik Mâliki, sahibi olan efendinin şanını, büyüklüğünü düşünmelidir. Onun
mahlukları, ancak izin verdiği, emreylediği kadar kullanılabilir. İzni ile
kullanmak, onları incitmek olmaz. Hatta, onun emrini yapmak olur.” [C.3,
m.45]
Seyyid Abdülhakim Arvasî hazretlerinin vasiyetnamesinin son satırı ise şöyledir: “Hiç kimsenin kalbini incitmeyin.”