Gördüğü, bildiği hâlde inkârın sebebi
11/09/2019 Çarşamba Köşe yazarı O.Ü
"İman etmek için mucize istediler, mucizeleri görünce, bunlar sihir
dediler!"
Sual: Peygamber efendimiz zamanında, mucizeleri görmeden iman edenler
olduğu gibi, gördükleri hâlde inkâr edenler de olmuş. Bunun sebebi nedir?
Cevap: Konu ile alakalı olarak Şevâhid-ün Nübüvve kitabında deniyor ki:
“Resûlullah efendimiz zamanında, basiretli, ileri görüşlü olanlar, hiçbir
delile ihtiyaç duymadan hemen iman etmişlerdi. Basiretleri örtülü olanlar ise,
örf ve âdetler bunlarda huy hâline geldiği için, Resûlullah efendimizin
hâllerini, sözlerini ve mucizelerini görüp, işitmedikçe, iman etmek nimeti ile
şereflenememişlerdi.
Resûlullah efendimiz zamanındakiler böyle olduğu gibi, daha sonra gelip
iman edenler de iki kısma ayrılmaktadır. Bunlardan bir kısmı, Resûlullah
efendimizin sözlerinin açıklamalarını, hâllerini ve ahlakını işittiklerinde,
okuduklarında, hemen tasdik edip iman etmişlerdir. İkinci kısımdakiler ise,
mucizeleri duyup, Resûlullah efendimizin Peygamber olduğunu iyice anlayıp
tasdik etmedikçe, iman nimetine kavuşamamışlardır. İnsanlardan bir kısmı da,
Resûlullah efendimizin Peygamberlik alametlerini, mucizelerini görseler de,
inat ve kibirlerinden dolayı inanmamışlardır. Kureyş kabilesinin ileri
gelenleri böyle idi. İman etmek için mucize istediler, mucizeleri görünce,
bunlar sihir ve göz boyamaktır dediler. Mucizeleri görmeleri, inkârlarını
arttırmaktan başka bir şey yapmadı. Daha sonraki inkâr edenler de, bunlara
dâhildir. Bunlar, mucizeleri inkâr ederek, inat ve kibir yolunu tutmuşlardır.
Haşra, neşre, kıyamet gününe, hesaba, kitaba, Cennete, Cehenneme ve Peygamber
efendimizin haber verdiği diğer hususlara da iman etmiyorlar.
İnsanlardan bir kısmı da, nakledilen delillere ve mucizelere inandıklarını
söylüyorlar ise de, onların hepsini tevil ediyor, mucize olmaktan çıkaracak
şekilde açıklıyorlar ve inkâr ediyorlar. Bunlar, mucizeleri inkâr ettikleri
hâlde, halkın gönlüne girmek ve çeşitli menfaatler elde etmek için, keramet
sahibi olduklarını iddia ediyor ve çeşitli yalanlarla, hilelerle, cahil
kimseleri kendilerine bağlıyorlar.”
***
Sual:Haram olmayıp mubah şeylerle meşgul olmanın, dinimizce bir mahzuru var
mıdır?
Cevap: Fetâvâ-yı Hindiyyede; “Kur’ân-ı kerim okumaya, namaz kılmaya vakit
bırakmayan her mubah iş, mekruhtur” buyruluyor.