Cennet ve cehennem ehlinin amelleri nelerdir?
12/02/2025 Çarşamba Köşe yazarı V.T
Âdem aleyhisselâm Allahü teâlâya, (Yâ Rabbî! Cehennem ehlinin ameli nedir?)
diye sordu.
Tennurî İbrahim Efendi Osmanlı evliyasındandır.
Amasya’da doğdu. Konya’da Mevlâna Sarı Yakup’tan tahsilini tamamladıktan sonra
bir müddet ders okutmakla meşgul olarak sonra da Akşemseddin hazretlerine
intisap etti. 887’de (m. 1482) Kayseri’de vefat etti. Buyurdu ki:
Allahü teâlâ, Âdem aleyhisselâmı yaratınca, belini
kudretiyle mesh buyurduğu zaman, ondan iki avuç aldı. Birisini sağ tarafından,
diğerini ise sol tarafından aldı. Her insanın zerresini birbirinden ayırdı.
Âdem aleyhisselâm onlara baktı ki, onların zerreler gibi olduğunu gördü.
El-Vâkı’a sûresindeki bir âyet-i kerimede meâlen, (İşte bu sağdakiler
Cennet ehlinin amelini yapacaklarından, Cennetlik olanlardır. Bana bunların
amellerinden bir fayda ve zarar yoktur. Bu soldakiler Cehennem ehlinin amelini
yapacaklarından, Cehennemlik olanlardır. Bana bunlardan da bir fayda ve bir
zarar yoktur) buyuruldu. Âdem aleyhisselâm Allahü teâlâya, (Yâ
Rabbî! Cehennem ehlinin ameli nedir?) diye sordu. Allahü teâlâ
da, (Bana şirk koşmak ve gönderdiğim Peygamberlere inanmamak ve ilâhî
kitaplarımda (Peygamberlere verilen kitaplar) olan emir ve
nehyimi tutmayıp, bana isyan etmektir) buyurdu.
Bunun üzerine Âdem aleyhisselâm, Allahü teâlâya duâ
ederek, (Yâ Rabbî! Bunları kendilerine şahit kıl. Umulur ki, Cehennem ehli
ameli işlemezler) dedi. Allahü teâlâ da, nefslerini şahit yapıp (Ben
sizin Rabb’iniz değil miyim?) buyurdu. Hepsi, (Rabb’imizsin. Biz
şehadet eyledik) dediler. Allahü teâlâ, melekleri ve Âdem aleyhisselâmı da
şahit tuttu ki, onlar Allahü teâlânın rubûbiyyetini ikrar ettiler. Bu
sözleşmeden sonra, onları tekrar eski mekânlarına gönderdi. Çünkü bunların
hayatları yalnız ruhani bir hayat idi. Cismani bir hayat değildi.
Allahü teâlâ bunları Âdem
aleyhisselâmın sulbüne yerleştirdi. Ruhlarını kabzedip, arşın hazinelerinden
birinde muhafaza kıldı. Bir babanın nutfesi ananın rahminde karar edip, çocuğun
cismani sureti tamam olduğu zaman, henüz ölüdür. Melekûtî bir cevheri
olduğundan, cesedin fenalaşması menedildi. Allahü teâlâ rahimde ölü olan bu
çocuğa ruh vermeyi murad buyurduğunda, arşın hazinelerinde bir müddet gizleyip
muhafaza buyurduğu ruhu, o cesede iade eder. Çocuk o zaman hareket etmeye
başlar. Çok çocuk vardır ki, anne karnında hareket eder. Validesi bazen işitir.
Bazen işitmez. Allahü teâlânın ruhlara, (Ben sizin Rabb’iniz değil
miyim) diye sorduğu mîsâktan (sözleşmeden) sonraki ölüm yani, ruhunu
arşın hazinelerine göndermesi birinci ölüm ve şimdiki ana karnındaki hayat,
ikinci hayattır.
